Ana SayfaKulisİDAŞ mağdurları ‘uçan paraları’ sordu---

İDAŞ mağdurları ‘uçan paraları’ sordu

5 / 5
İDAŞ mağdurları ‘uçan paraları’ sordu
18 Şubat 2013 - 06:27 www.borsagundem.com


“BELKİ DE MİLLETİN MALINI UCUZA ALMAK İÇİN AŞAĞI ÇEKİYORLARDI”
-Hisseleri neden aşağıdan alsınlar ki… Bir amaçları mı var?

-Bu konuyu bilmiyorum ama belki de milletin malını ucuza almak için aşağı çekiyorlardı. Erdoğan Çetin’e “Bakın milletin tahtalarını aşağıya çekiyorlar” dediğimde, Erdoğan Bey de, “Biz ortaklığı gerçekleştirdikten sonra o boşluğu alırız. Biz girdikten sonra kimse uğraşamaz, aşağıya oynayanların elindeki malları da alırız” cevabını verdi. Ben de “Peki, ne zaman ortak olacaksınız?” diye sordum. “Çalışmalarımız devam ediyor. Şirket yükümlülüğünü yerine getiremediği için biz ortak olamadık” dedi. Şirket olarak bunlara yükümlülük vermişler, açıklamıyorlar ve ne olduğunu da söylemiyorlar.
Şirketteki birine sordum “Şu an için yükümlülüklerimizi yerine getiremedik” dedi. Orada Finans Müdürü olan Orhan Bey ile de konuşmuştum. Biz fabrikaya üç kişi, Murat İşeri ile konuşmaya gittik ve bulamadık. Daha sonra Finans Müdürü bize telefon açtı, yabancı ortaklığı sorduk, ‘Olacak mı?’ diye. O da ‘Gerçekleşecek’ dedi. Daha sonra o da işten ayrıldı.
Şu an Finans Müdürlüğünü yapan Serap Hanım’a sorduk, ‘Niye bu iş bir türlü gerçekleşmedi?’ diye. Bunlar sermayeyi 24’ten 6’ya düşürdükten sonra tekrar sermayeyi 24’e çıkardıkları zaman 1.5 milyonluk hisseyi satamamışlar. Bu yüzden de sermayeyi tam 24’e denk getirememişler. 22 milyon 700 binde kalmış. Bunun da onaylanması için SPK’ya başvurmuşlar, yani yeni sermayenin onayı için.  6-7 aydır da SPK onaylamıyor, galiba şu anda halen devam ediyor. Murat İşeri geçenlerde bir açıklama yaptı, “Sermayenin onaylanması SPK’nın onayını bekliyor” dedi.
Eş anlı sermaye azaltımı artırım süreci tam bitmediği için biz Olağanüstü Genel Kurul’a gidip de kayıtlı sermaye tavanımızı yükseltemiyoruz. Eş anlı sermaye azaltımı artırımı tahtada bitti, şirket birleşti ama yeni sermaye SPK’da onaylanmamış. Sonuç olarak ‘2012’nin sonunda gerçekleştireceğiz’ dedikleri ortaklığı gerçekleştiremediler. Vermiş oldukları pozitif haberlerin de hiç birisini gerçekleştiremediler. 2011 yılında İDAŞ 32 milyon ciro yapmış ve 10 milyon zarar açıklamış. 2011’in 12 aylık bilançosunda 32 milyon ciro, 10 milyon zarar. 2012‘nin 9 aylık bilançosunda 22 milyon ciro,  9 milyon yine zarar. Eş anlı sermaye azaltımı artırımında elde ettikleri parayı geçmiş yıllarda elde ettikleri kar ve zararlara yatırıp, muhasebe edip, bilançoyu düzelteceklerdi.
Erdoğan Çetin’e, “Erdoğan Bey, bu şirket 2010 yılında 20 milyonluk arsa sattı. 2009 yılının sonunda 6 milyonluk sermayeyi 12’ye çıkardı. Ne yaptı, 26. 12 ‘lik sermayeyi 24’e çıkardı, 12’de oradan koydu, 38. 16.5‘ta eş anlı sermaye azaltımı artırımından para geldi, etti mi 54.5 milyon. 2009 yılının sonundan bugüne kadar şirkete para girdi ve bu şirket hala 9 milyon TL zarar açıklıyor. Sen buna 30 milyon lira koyacaksın, sen bu şirketten ne bekliyorsun da bu şirkete parayı koyuyorsun, amacın ne? Çünkü 54.5 milyon şirkete para girmiş ancak yine de zarar eden bir şirket var ve bu nasıl düzelecek? Ben para koymaya korkuyorum da!  0.70’den insanlar bu şirketin hisselerini almaya çekiniyorlar, kimse almıyor. Sen ‘1 liradan 30 milyon koyuyorum’ diyorsun. 1 TL’den, 0.70 den kimse almıyor, sen ise 1 TL’den 30 milyon koyuyorsun. Neye güvenerek sen bunu alıyorsun?” diye sordum, cevabı şöyle oldu: “Bizim yaptığımız araştırmalarda, bu şirketin piyasa değeri, bu bilançoya göre 1.50 ve 1.55 civarlarında. Bu şirketin kara geçeceğini düşünüyoruz. Biz böyle hesap ettik. Ayrıca kentsel dönüşümden faydalanarak mobilya işine gireceğiz” dedi. “Peki, bunu nasıl yapacaksınız? imalat mı kuracaksınız” diye sordum. “Biz bunları fason yaptırtmayı düşünüyoruz” cevabını verdi.
-Peki, Erdoğan Çetin şirketin ortağı değil ki, nasıl bu stratejileri belirliyor?
-Bu stratejileri biliyor. Herhalde ortaklık görüşmelerinde, ‘Nasıl bir strateji belirleyeceğiz?’ diye konuşmuşlar ki bize bunları söyledi. Zaten İDAŞ’ın bir marka değeri var.
Bir diğer önemli konu da, İDAŞ üretimi de durdurmuştu, yeni yeni başlamışlar üretime. Aralık ayının 16-17’sinde 40-50 kişi “4 aydır maaşımızı alamıyoruz?” diye televizyona çıkmış. Yerel kanallarda haberleri çıkmış, bizim de tesadüfen haberimiz oldu.
-Peki, KAP’a, ‘Üretimi durdurduk’ diye bildirdiler mi?
-Hayır, bildirmediler. SPK’ya ben e-mail attım, “Bu tarihte İDAŞ çalışanları maaşlarını alamadıklarını söylüyorlar, üretimin durdurulduğu söyleniyor. Biz yatırımcıyız, bu konuda açıklama yapılması gerekmez mi?” dedim. İDAŞ’ın Bilecik Bozüyük’te fabrikası var, İstanbul Yenibosna’da merkezi var. 
 -Hakkınızı aramak için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
-Dava açmayı düşünüyoruz ve bu yüzden SPYD’ye müracaatta bulunacağız.
 -SPYD mi açacak davayı?
Bu konuyla ilgili bir inceleme yapacak SPYD ve ondan sonra ilerleyeceğiz. Ben birde şundan şüpheleniyorum, ‘örtülü kazanç aktarımı’ denilen bir mevzu var ya, yeni kanunda da buna ilişkin düzenlemeler yapıldı. Diyelim ki şirketin yüzde 99’u halka açık bedelli sermayeleri yıkıyor milletin üstüne, elimizde net bir belge yok ama şirketin kazançlarının nereye gittiğini merak ediyoruz… 
 -Sonuç olarak, “Biz mağdurlar bir araya geleceğiz ve SPYD ile birlikte hakkımızı arayacağız” mı diyorsunuz?
-Evet, çünkü 0.70 nominal değerin yüzde 30 altında işlem görüyor hisse. Şirket yönetim kurulu üyelerine diyorum ki, “Bu kağıt sürekli değer kaybediyor, neden bir şeyler yapmıyorsunuz?”. Onlarda “Yapacak bir şeyimiz yok” diyorlar.
‘YILIN YAZI DİZİSİ’ DEVAM EDECEK















ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)