Kur riski var mı?

2 / 5

---

EKONOMİDEKİ YIPRANMA ŞİDDETİ ARTARSA OVP ZEDELENİR

Borsagundem.com-Kurda dalgalanmanın devam edeceğini düşünüyor musunuz?

Mehmet Ali Yıldırımtürk-Siyasi gerginliğe duyarlı bir piyasa oluşmaya başladı. Biz 10 seneden beri siyaseti, piyasalarda ekonomi olarak değerlendirmiyorduk. Ama evdeki kavganın sokağa taşınmasıyla beraber bir siyasi gerginlik ortamı oluştu. Burada tarafların duyarlı olması gerekir diye düşünüyorum. Zaten vatandaştan da, iş dünyasından da ve bizim gibi ekonomiyi yorumlayanlardan da bu tavsiyeler sıkça dile getiriliyor. Dolayısıyla ortamı germeden, her halükarda bir uzlaşma veyahut ta uzlaşma ortamı gerekiyor. Çünkü vatandaşın bugüne kadar bu ekonomideki görünümle beraber oldukça açık pozisyonlar oluşturdu diyebilirim. Nedir onlar? Ev aldı, borcu var. Araba aldı, borcu var. Kredi kartıyla harcama yaptı, borcu var. Böyle bir ortamda dalgalanma, sandalın okyanusun ortasında kalması gibi olur.

Şu anda hükümet iş başında ve orta vadeli program çalışıyor. Merkez Bankası piyasaları çok yakından takip ediyor. Ama bu siyasi belirsizlik ortamını veya siyasi belirsizliğin ekonomideki yıpranma şiddetinin daha fazla sürmesi halinde bu orta vadeli programda zedelenir. Merkez Bankasının alacağı kararları da, uygulamaları da zedelenir. Onun için burada hükümet kanadının bu mali operasyonla başlayan huzursuzluğun bir an evvel ortadan kaldırılması gerekiyor.  Üstelik bir de seçim ortamına giriyoruz. Onun da etkisi var. Ama uzun zamandan beri seçim atmosferinin ekonomiyi çok etkilemediğini de biliyoruz. Dileriz ki bu yapılacak 2 seçimde de bu ortama doğru gideriz. Yoksa dediğim gibi bu gerek döviz konusunda, gerekse diğer faiz ve yatırım araçlarındaki fiyatlanma konusunda çok değişik olaylar yaşayabiliriz.

Şu anda özellikle dövizde halkın katılımcı olmadığını görüyorsunuz. Bir noktada güvenden kaynaklanan, bir noktada 2001 krizi sonrası döviz fiyatlarındaki fazla yükselip sonrasında da uzun süre sabit kalmasından kaynaklanan zararın çekincesi de var. Ama eğer bu konudaki güven zedelenirse, halkın özellikle dövize de katılımıyla beraber fiyatları daha da yukarı doğru seyirler izleyebilir. Burada her ne kadar Merkez Bankası sıkı para politikası uyguluyor olsa bile Türkiye’de bir kayıt dışının olduğu biliniyor. Dolayısıyla başka yatırım araçlarından dövize doğru kaymalar söz konusu olabilir. Bu da döviz fiyatlarının yükselmesi anlamına gelecektir. Ekonominin bozulması anlamına gelecektir. Nazik bir duruma giriyoruz. Özellikle Amerikan Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırmaya gitmesiyle, bize benzeyen ülkelerden daha iyi olduğumuz halde, 17 Aralıkta başlayan bu mali operasyonla beraber,  biraz ortamın gerginleşmesi ve güven ortamının zedelenmesi bizi de aynı kotaya sokmuş durumda şu anda. Dolayısıyla bu ülkelerin arasından bir an önce kurtulmamız lazım. Bu çok zor bir şey değil. Dediğim gibi ilk önce ülkede huzur, sonra da güven. İş dünyasının da bu çerçevede üretimlerini, ihracatını bütün faaliyetlerini çok daha rahat sürdürülebilir olması lazım. O zaman da döviz fiyatlarındaki belirsizliğinde bir an evvel kalkıp, fiyat oluşturulabilecek bir istikrarın kavuşturulması gerekiyor. Her ne kadar iş dünyası hedge etmeyi öğrenmiş olsa bile, hala KOBİ niteliğindeki işletmelerin çok fazla bu işi bilmedikleri ve bu yönden de bu dönemde hayli zarar ettiklerini biliyoruz. Ama bu arada da kur farkı ödeyen bir sürü şirket var. Bunların karlılıkları olumsuz etkilenecekti. Bu karlılıkların olumsuz etkilenmesi halka açık şirketlerin hisse senedi karlılıklarına da olumsuz yansıyacaktır.  Dolayısıyla bunlar birbirini zincirleme takip ettiği için buna çok dikkat etmek gerekiyor.