ABD'de artan siyasi belirsizlik akıllı parayı korkutuyor

BORSAGUNDEM.NET - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Wall Street’te kimse piyasaların nasıl seyredeceğini bilmiyor.

Borsagundem.net’in derlediği bilgilere göre, ABD’de gerek siyasi gerek ekonomik belirsizlikler, Wall Street’te borsaların serbest düşüşe geçeceği endişelerini artırıyor.

Piyasalara ne olacağını kimse bilmiyor

Charles Gasparino’nun New York Post’ta yer alan köşe yazısı, ABD piyasalarını saran belirsizliğe odaklanıyor. Gasparino, Wall Street yöneticilerinin piyasalara ve buna bağlı olarak ekonomiye ne olacağını bilmediğini ve bunun korkutucu olduğunu belirtiyor. Gasparino, ABD’deki ekonomik ve siyasi belirsizliklerin piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerini ele aldığı yazısında, Başkan adayları Joe Biden ve Donald Trump’ın tartışmasını ve yankılarını da en önemli faktörleden biri olarak görüyor.

“Herkes piyasalarda neler olup bittiğini asla bilemez, bu elbette doğru. Böyle olsaydı, 2007-08 Finans Krizi’ni de gerçekleşmeden aylar önce görürlerdi. Gerçeği söylemek gerekirse, bunun geleceğini gördüler ancak çoğu, bu konuda bir şey söyleyemeyecek kadar dehşete düşmüştü; hedge fonlar gibi diğerleri ise piyasadaki bahislerini deşifre etmek istemiyordu.

Ancak bu kez durum farklı. Büyük politika oluşturma hataları nedeniyle piyasa tahminleri birbirinden tamamen uzakta seyrediyor. Harcama, para basma ve normal analitik araçlarla açıklanamayacak kadar çelişkili bir durumla karşı karşıyayız. Öte yanda, iki başkan adayının siyaseti ve politikaları da kafa karışıklığını artırıyor. Başka bir deyişle, ekonomik tahminci olmak ya da geleceğe hazırlanmaya çalışan bir yatırımcı, tüketici ya da Amerikalı bir çalışan olmak için hiç de iyi bir zaman değil.

Yönetici sınıf hiç olmadığı kadar aptal

Kamu politikalarını belirleyen ve gerçekten çılgınca ve benzeri görülmemiş kararlar veren palyaçolara da teşekkür etmek gerekiyor. Evet, bu ülkeyi idare eden yönetici sınıf belki de tarihin gördüğü en aptal sınıf olarak kolaylıkla tanımlanabilir.

Yine, Wall Street'tekiler size bunun iki partili bir aptallık olduğunu söyleyecektir; bu en az yirmi yıl öncesine dayanır ancak daha yeni dönemdeki sözde uzmanların aptal gibi davranması daha da rahatsız edici çünkü riskler giderek artıyor.

Eski ve belki de gelecekteki Başkan Donald Trump, perşembe günkü tartışmada kekeleyen Joe Biden'ın karşısında istikrarlı ve kendinden emin görünüyordu. Ancak Trump da uzlaşmaya yatkın biri değil. Bu, refah devleti üzerindeki baskıyı ve kitlesel göçü önlemek için güney sınır duvarı inşa etme sözü vermesinden ancak görevdeki dört yılının çoğunu küçük kavgalarla geçirdiği için, bunu hiçbir zaman gerçekleştirememesinden de anlaşılıyor.

Bu arada Biden, neredeyse dört yılını özgür dünyanın varlığı zar zor hissedilen lideri olarak geçirdi ve tartışma performansı da bu gerçeği bir kez daha gösterdi. Biden, göçmen felaketini daha da ağırlaştırdı çünkü ülkenin sosyal dokusu yoksulluk ve çok sayıda suçun baskısı altında yıpranırken Demokrat Parti'nin açık sınır taraftarı ilerici tabanını yabancılaştırmaktan korktu.

Borçlar ve Trump

Ancak tahmincilerin gerçekten uyumlu olduğu tek alanın, her iki tarafın da ekonomiye ilişkin riskli duruşları olduğu görüldü. Trump, dört yıllık görev süresi boyunca ulusal borca ​​tahmini ve şaşırtıcı bir şekilde 8 trilyon dolar ekledi. Bunun tamamını, görevdeki son yılında büyümeyi durduran Kovid-19 önlemlerine ve karantinalara bağlamak ise saflık olur. Bu süreçten önce vergileri düşürmek ve düzenlemeleri azaltmak gibi harika işler yaptı ve bu, istihdam ve ücretler gibi alanlarda pozitif bir görünüm elde edilmesini sağladı. Bu bir barış ve refah dönemiydi; yetkileri düzenli olarak almak ve federal hükümetin karmaşa dolu kayığını alev alev alev yakmak için mükemmel bir zamandı. Ancak o tam tersini yaptı.

Kovid vurduğunda, ekonominin toparlandığının ve salgının sona ermek üzere olduğunun açıkça görüldüğü görevdeki son gününe kadar neredeyse her an harcama yapmaya devam etti.

Trump yeniden seçilirse aynısından daha fazlasını teklif ediyor; bu da şu anda defterlerde bulunan ve bir noktada geri ödemek zorunda kalacağımız borcun büyüklüğü göz önüne alındığında dikkate alınması gereken yepyeni bir belirsizlik seviyesi anlamına geliyor.

Biden'ın harcama çılgınlığı

Hükümet borcunun boyutu giderek büyüyor ve daha da rahatsız edici hale geliyor çünkü konu harcamaya geldiğinde Başkan Joe Biden’ın, Trump’tan az kalır yanı olmadığı görülüyor.

Biden, yeniden seçilirse borçların ikiye katlanacağına söz veriyor: Öğrenci borçlarının silinmesi, işe yaramaz yeşil enerjiye daha fazla harcama, her yerde elektrikli araçlara yönelik şüpheli sanayi politikasının patlaması ve devlet destekli çip üretimi bunların sadece başlangıcı.

İşin kötüsü, eğer Biden giderse, ki bu çok yüksek bir olasılık gibi duruyor, devreye kim girerse girsin, aynı politikaları sunması olağan görülüyor.

Son zamanlarda medya Trump'ın borcu Biden'dan daha fazla artırdığını söylüyor ancak Wall Street profesyonelleri bana bunun Trump'ın görevdeki son yılında ekonomi büyük ölçüde durduğundan, bunun biraz elma-portakal karşılaştırması olduğunu söylüyor

Ekonomi düzelirken Biden görevi devraldığında teşvik harcamaları yüzünden deliye döndü. Profesyoneller gözden kaçan bir istatistiğe işaret ediyor. Gelecek yılın başlarında Kongre Bütçe Ofisi, Biden yönetimindeki borç büyümesinin muhtemelen Trump'ınkiyle eşleşeceğini hatta aşacağını tahmin ediyor.

Şu anda neredeyse tarihi seviyelerde seyreden borç, ABD Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının yüzde 120'sini oluşturuyor. Bu, salgının en yüksek seviyesinden düşük, ancak bu önemsiz bir ayrıntı.

Akıllı para korkuyor

Tehlikeli sorular ise şunlar: Ya savaş nedeniyle daha fazla harcamaya ihtiyaç duyarsak? Ya alacaklılarımız tüm harcamalardan dolayı ABD Doları’nın fazla metalaştığına karar verirse?

Biden, düzenleyici devlete atadığı kişiler aracılığıyla hem ekonomimize hem de kültürümüze aşırı bir duyarlılık (wokeness) aşıladı. Bunun bir sonucu olarak da Trump, kelimenin tam anlamıyla kendisini hapse atmaya çalışan bir siyasi partiden intikam almak istiyor.

Wall Street şimdi bu değişkenleri bilgisayar modellerine girmeye çalışırken saçlarını yoluyor çünkü tahmin yapmanın neredeyse imkansız olduğu kara kutu ekonomisini yaratan pek çok çılgınca şey bulunuyor. Akıllı paranın bu kadar korkmasının nedeni de bu gibi gözüküyor."

ABD'de şok anket! Biden'ın sağlığı başkanlığa uygun değil

Olası Trump zaferi, piyasaları nasıl etkileyecek?

Piyasalar için en büyük tehdit borç krizi mi?

ABD’de borç krizi, faiz oranlarını yüzde 7 seviyesine çıkarabilir

Resesyon yolculuğu borsalarda çöküşü de beraberinde getirecek

Charles Schwab: Borsalar son ayı piyasasındaki çöküşü hatırlatıyor

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.