E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaSporAlex veda ediyor---

Alex veda ediyor

Alex veda ediyor
08 Ekim 2012 - 14:08 borsagundem.com

Alex De Souza, şu sıralarda Türkiye'deki son basın toplantısını düzenliyor

İŞTE ALEX'İN SÖZLERİNDEN SATIR BAŞLARI
"Başkan'a Ali Yıldırım'ın aksine çok büyük saygı duyuyorum. Her zaman birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. Her zaman açık olduk. Kimse kimsenin arkasından mesaj göndermedi. ben protesto edildiğimde başkan beni alkışladı bu da beni çok mutlu etti. 2011'de sözleşmemi uzatırken Murat Özaydınlı ile uzattık. Birçok detay ile konuşuyorduk ama bir türlü anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin artık çok uzadığını söyledi ve yarım saatte sözleşme işini halletti. Aykut hoca geldiğinde Young Boys maçı ile başlayan sıkıntılı bir döneme girdik. O maçtan sonra başkan beni çağırdı ve "Yarından itibaren ilişkini kes" dedi. Ben de eve gidip eşimle konuştum. Kaybetmek için benim takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Tranzfer sezonunun bitmesine çok az kalmıştı, başımızın çaresine bakmalıydık. Samandıra'ya gidip eşyalarımı toplarken Aykut Kocaman beni çağırdı. bugün bu kulüpte kalmamı sağlayan kişi Kocaman'dır. Ona teşkkür ediyorum. Bana sabırlı olmam gerektiğini söyledi. Başkan antrenmanı bırakıp stada gitmemi istedi. Sabah kendisinin bana söylediklerini unutmamı söyledi. Bu da ilişkimizin kötü yanlarından biriydi. Her zaman kendini işine veren bir insan olmuştum ama o sezon her şey maksimim seviyede yaptım. Ailemden bile fedakarlık yaptım. Aileme ayırmayacağım zamanı kulübe ayırdım, sonunda da krallık ve şampiyonluk geldi. Ama bu aynı gün içinde kovulmak benim için çok zor bir dönemdi. Başkan için geçen sene çok zordu.
ALİ YILDIRIM "SENİN HAKKINDA KARAR ALMAK İÇİN EN KÜÇÜK BİR HATANI BEKELEYECEĞİM" DEDİ
"Ali Yıldırım ile olan ilişkim başkan hapise girmeden önce çok sınırlıydı. Merhaba - merhaba düzeyindeydi. Başkan'dan sonra Ali Koç ve Ali Yıldırım'ı gördük. Bu sebeple kendisi ile olan ilişkimiz gelişti. Tüm bu olaylar esnasında Ali Yıldırım hepimizi toplayarak bir toplantı yaptı. Bu toplantıda kulübün çok zor bir süreçten geçeceğini, takımdan ayrılmak isteyen varsa kendilerine söylemesi gerektiğini söyledi. Bazı oyuncular gitti. Toplantıdan sonra Ali Yıldırım ile birlikte Samet'in odasına gittik. Fenerbahçe ikinci ligede de oynasa takımda kalacağımı söyledim. Takımın maddi sorunlar yaşayacağını bildiğimi söyledim ama bunlara rağmen kalacağımı söyledim. Kendisine sadece söyledğim ödemelerle ilgili bir plan istedim. Benim elime, maaşıma bakan birçok insan olmasından dolayı böyle bir şey istedim. Türkiye Kupası finalinden önce kaptanlar biraraya geldik. Ben - Aykut hoca - Ertuğrul hoca ve Ömer buluştuk. Orada Ömer bana "Oynayabilecek misin" dedi. Ben de her zaman iyiydim, oynamam hocanın kararı dedi. Bursa maçında da Galatasaray maçında da hazırdım. Ali Yıldırım, Samet'e Aykut Kocaman'ı basının önüne attığımı söylemiş. Hiçbir şekilde öyle bir şey yapmadım. Ali Yıldırım'ın bana özellikle çok kızgın olduğunu söyledi Samet. Ve bana şunu iletti: "Taraftar ve halkla çok iyi ilişkisi vari taraftar onu çok seviyor ama onun hakkında karar almak için en ufak bir hatasını bekliyor olacağım" oldu. Bunu yüzüme karşı söylememesi çok üzdü.
AYKUT KOCAMAN İLE OLAN GERGİNLİĞİN NEDENİ
"Türkiye'deyken en çok üzüldüğüm maç geçen seneki Galatasaray maçı oldu. Kazanmak kaybetmek bu oyunun parçası. Oynamak ya da yedek kalmak hocanın tercihleridir. Bu maçtan önce ayağımdaki problem yüzünden Trabzon maçında oynayamadım. Takım çok iyi oynadı. İlk antrenmanda hocanın odasına gidip "Tebrikler takım çok iyi oynadı" dedim ve ona ayağımdam bahsettim. Galatasaray maçında çok oynamak istediğime rağmen büyük ihtimalle oynayamayacağımı söyledim. O da bana "Sana güveniyorum seni bekleyeceğim" dedi. Sonra bir program yaptık ve 7/24 programa devam ettim. Perşembe günü doktor anestezi uygulamak istedi ama ben izin vermedim. Antrenmandan sonra hocanın odasına gittim ve iyi olduğumu söyledim. O da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu. Beni yedek soyunduracağını ve onun görüşübne göre maçı kazanacağımızı söyledi. Ben de ona "Umarım bu planlarında yanılırsın inşallah bana gerek kalmadan kazanırız" dedim. Zaten gerisini de biliyorsunuz. Sonra Bursa maçına gittik. Zor bir dönemdeydik. Başkan içerdeydi, rakbimize bir final kaydetmiştik. Sonr amaçı herkes hatırlıyordur. 30 yıllık bir tabuyu yıktık. en mutlu olduğum maçlardan biriydi. Maçtan sonra hocamız bizi tebrik etmedi. Takımla beraber İstanbul'a gelmedi. Bu da ilk günkü bana olan tepkisini hatırlattı. 30 yıl sonra bir kupa alıyoruz ama hoca takımla beraber dönmüyor bile. Bu davranışları bana garip geldi. Sonra tatildeydim. Aykut Kocaman'ın basınla yaptığı görüşmenin detayları bana geldi. Tatilden sonra benimle konuşacağını, fizik olarak belirli noktalara geldiğimi söylemiş. Tatilden geldim ama bu konuşma gerçekleştirmedi. Sağlık kontrollerinden sonra Bolu'ya gittik, orada benimle konuşmadı. Sonra 2 hafta geçirdik, yine benimle konuşmadı. 2 hafta Avusturya'da kaldık. Son gününde bir basın toplantısı yapacaktım. Biraz da geciktim hatta toplantıya. Gecikmemin nedeni odamdan çıkınca Aykut hoca beni çağırdı. Benimle konuşmaya fırsat bulamadığını ama İstanbul'da konuşacağını söyledi. MTK maçında frikikten gol attım. Arkadaşlarım bana "Hocanın haline bakarsak sanırım golü kendi kalene attın" diyorlar. Sonrasında moralim bozulmaya başlamıştı. benimle hala konuşmamıştı. Vaslui maçında çok kötüydük. Sonra Romanya'ya gittik. Vaslui'den 1 gün önce beni çağırdı. Bana çözülmesi gereken bir sorun var mı diye sordu. Ben de orada patlama yaşadım. Kendisi ile tanıştığımız ilk günden bu yana kendisi hakkında ne düşünüyorsam söyledim. O da benim hakkımda ne düşündüğünü söyledi. İşi sonlandıran konuşma da bu oldu. "Şimdi ne olacak" dedik. Ben "Şu ana kadar ne olduysa öyle olacak" dedim. Erzurum'dan önce takımı ikiye ayırdı. 11-11 olarak. Ben ilk 11'de değildim. Erzurum'da maç toplantısında konuşmalar yapıldı. Toplantı sonunda kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. O da benim bu duruşumu övdü ve olumlu bulduğunu söyledi. Ben de kendisine benim bu duruşumun başından beri böyle olduğunu söyledim. Galatasaray maçının da Spartak Moskova maçı öncesinde prova olacağını söyledi. Odaya giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. Samet bana oynamayacağımı söyledi ben de çok şaşırdım. Süper Kupa'yı Galatasaray'a kaybettik ve Elazığ maçı ile lige başladık. Cuma günü İzmir'e gittik maç oynadık sonra da Moskova'ya gittik. Salı günü öylen saatlerinde toplantı yaptık. Görüntü izliyorduk, durdurdu ve "Bugün Alex oynamayacak" dedi. Burada problem benim oynamamam değil. Ben bunu iletişim eksikliği olarak görüyorum. Bunu bana maç öncesi özel olarak söyleyebilirdi. Bundan sonra benim en büyük hatam geldi. Antep maçından önce duran top çalışırken hocanın Cristianı çağırdığını ve benim de 18'de olmayacağımı öğrendim. Hocanın "Alex'in kafası karışık" sözü benim canımı sıktı. Benimle konuşmadan bunu nereden bilebilirdi ki... Bundan sonra son görüşmem kadro dışı kaldığım gün oldu."
"AYKUT KOCAMAN'IN GOLLERE SEVİNMEMESİ BENİ ŞAŞIRTTI"
"Aykut Kocaman konusunu sportik direktör ve teknik direktör olarak ikiye bölmek istiyorum. Sizler Fenerbahçe'yi çok iyi takip ediyorsunuz. Aragones zamanında Trabzonspor'u yenseydik 7 Temmuz'da geri gelecektik. Öyle de oldu. Ben yokken Aragones gtti, yerine de Aykut Kocaman geldi. 20-22 Haziran'da Samet beni arayıp geri dönüşün 1 hafta erkene çekildiğini söyledi ama ben de tüm planlarımı 7'sine göre yaptığımı ve geri gelemeyeceğimi söyledim. 7 Temmuz'da geldiğimde Daum'un odasına gittim. Kendisinden özür diledim. Kendisi de bana bunun sorun olmadığını söyledi. Sonra da beni tanışmam için Aykut Kocaman'ın yanına gönderdi. Kendisi ile tanıştım. Bana ilk söylediği "Sen kaptansın, senin erken gelmen gerekirdi" oldu. Ben de kendisinin haklı olduğunu söyledim. Kendisine şunu söyledim: 12 ayın 11 ayını burada geçiriyorum. 7 Temmuz'da dönemk için gittim. İlk tanışmamız bu şekilde oldu. Yönetici olarak o 1 sene içinde çok az kontağımız oldu. Sonra zaten takımın başına geçti. Teknik direktör olduğunda da problemlerimiz başladı. Kendisi ile çok kez görüşmemiz oldu. Kararlarının hepsini kabul ettim ama hiçbirine katılmadım. Futbol görüşlerimiz çok farklıydı. Benim görüşüme göre bir takım her zaman değişmelidir. 3 sene boyunca bir oyuncu geriye gidiyorsa ya da aynı şekilde devam ediyorsa bu yanlıştır. Bunları Aykut Kocaman'a söylediğimde bana "Antrenmanlar gelişmek için değildir" diye cevap verdi. Özellikle takımın gol attığı sıralarda hocanın sevince katılmaması benim kafamda soru işaretleri uyandırmıştı. Bir çok insan bana bunun Aykut hocanın tarzı olduğunu söyledi ama bu benim kafama yatmadı. Dün gördüğüm şey de çok mutlu oldum. Gökhan'ın golünden sonra sevince ortak olması bana bir şeylerin değişebileceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesi 3 sene uzatıldı. Yani hocanın yaptığı işe güveniyorlar. Sözleşmesi uzatılınca kulübün futbola bakış açısında değişiklikler yapacağını söyledi ama bana göre hiçbir değişiklik olmadı."
"BENİM EN BÜYÜK HATAM..."
"Fenerbahçe'ye katkılı olduğumu düşünüyorum. Şimdi buraya nasıl geldik onu anlatacağım. Bu olanların 5 ayağı var: Kendim, Aykut Kocaman, Ali Yıldırım, Başkan ve basın. Başınıza bir şeyler geliyorsa bunun içinde sizin de sorunlarınız vardır. Ben kendi hatalarımında olduğunu biliyorum. En büyük hatam kulübü bazı anlarda yaralamış olmam. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesaj ve SMS'ler gönderdim. Atmasam daha iyiydi. Mesjın içinde bir hata yoktu ama keşke göndermeseydim daha iyi olurdu. Para için oynuyor gibi sözlere mağruz kaldım. Ben primlerin eşit dağıtılmasını istiyordum. Eğer para düşkünü biri olsaydım, bana yapılan ayrı çalış önerisini değerlendirir ve Mayıs'a kadar maaşımı tıkır tıkır alırdım. Ben insanlar haketikleri parayı almalı. Bunlar benşm hatalarım."
"TEŞEKKÜRLER SAMET GÜZEL"
Her şeyden önce geldiğiniz için teşekkürler. Sizlerle geçirdiğim süre için teşekkürler. Bana olan davranışları nedeniyle taraftara da teşekkürler. Pazartesi günü sözleşmemi feshedince taraftarın gösterdiği tepkiden dolayı çok mutlu oldum. 35 yaşına bastım. Çocukken bile bu hafta ağladığım kadar ağlamamışımdır. Bana destek olan Samet Güzel'e çok teşekkür ediyorum. Geçen hafta havaalanından bugünki istifasına kadar çok zor bir süreç geçirdiğini biliyorum. Ben onu imza aldmak isteyen bir çocuk olarak tanıdım. O da kolay günler geçirmedi. Toplantı öncesinde de yapıp yapmamak konusunda çok düşündüm ama bugünü seçtim. Önemli olan takımdır. Takımın 2 önemli maçı atlatmasını bekledim. Kulübün ne söyleyecekleri de beni ilgilendirmiyor.
ÜST DÜZEY GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Alex'in basın toplantısı için Marriot Otel’in çevresinde üst seviyede güvenlik önlemleri alındı. Çevik Kuvvet ekipleri otelin çevresini tamamen sarmış durumda... 
BASIN TOPLANTISINA YOĞUN İLGİ
Basın mensuplarının toplantıya ilgili çok üst düzeyde oldu. Yerli ve yabancı birçok basın mensubu toplantıyı takip etmek üzere Marriot Otel'e geldi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)