BELİRSİZLİK YENİ RESESYON TOHUMLARI EKİYOR

FT, varlık piyasalarının geçen sene yaşadığı hareketi yayla bağlı şekilde yüksekten atlayıp yere çarpmadan, yayın gerilmesiyle tekrar yükselişe geçmeye benzetti. Gazete başyazısında, İngiltere'deki hisse senetlerinin son bir yıllık performansını örnek göstererek, hisselerin önce düşüp ardından toparlanmakla gösterdiği performansın son üç yüzyılda görülen en sert hareket olduğunu belirtti. Ancak FT, varlıkların fiyatlarında bu kadar hızlı hareketler olmasına rağmen bunun reel ekonomideki gelişmelerle paralellik kaydetmediği uyarısında bulundu. Başyazıda şu ifadelere yer verildi, "Eğer küresel reel ekonomideki faaliyetler varlık fiyatlarındaki hareketi yansıtıyor olsaydı şu anda güçlü bir toparlanmayı bekliyor olurduk. Ancak, bu ekonomilerin hepsi varlıkların fiyatları aşağı gelirken, bu [yansımayı] göstermesine rağmen, benzer şekilde yukarı doğru sert bir toparlanma henüz görülmüş değil." Başyazıda reel ekonomilerde bu şekilde hızlı bir toparlanma görülmemesine rağmen, en azından aşağı yönlü gidişin durduğu ve İngiltere arasında bulunmadığı birçok büyük ekonominin resmi olarak yeniden büyümeye döndüğü de hatırlatıldı. Bu ülkelerde işsizlikte artış yavaşlarken, merkez bankaları kriz döneminde aldıkları acil önlemleri bir kenara bırakmaya başladı. Hatta İsrail, Avustralya ve Norveç gibi bazı ülkelerde faiz artışı dahi gerçekleştirildi. YETERLİ DEĞİL Ancak FT, gelen bu olumlu haberlere rağmen büyümenin hala istenildiği kadar güçlü olmadığının altını çizerek, küresel talebin artırılmaması durumunda yeniden resesyona girilebileceğinin uyarısında bulundu. Birçok gelişmiş ülke için 2010 yılındaki büyüme oranının yüzde 1 ile 2 arasında kalacağı öngörülürken, gelişmiş G7 ülkeleri arasında en yüksek büyümeyi göstermesi beklenen ABD ve Kanada'da dahi bu oranların yaklaşık yüzde 2.6 seviyesinde kalacağı bekleniyor. FT'deki makalede, bu oranın dahi ülkelerin ekonomilerin geleceği için umutlu olmaya yetmediğine dikkat çekildi. Piyasalardaki kredi kullandırma oranın hala istenilen düzeyde olmaması da FT'deki yazıda bu kötümserliğe bir başka neden olarak gösterildi. FT, bankaların geçen sene iyi bir yıl geçirmesine rağmen finans sektörüne getirilmesi planlanan reformların karlılığı azaltacağı beklentisine de dikkat çekti. Bunun yanı sıra geçtiğimiz dönemde ortaya çıkan Dubai ve Yunanistan'daki borç yükümlülüklerini yerine getirememe durumları da piyasalardaki güveni sarstı ve güvenli liman olarak görülen dolara doğru bir hareketi başlattı. FT, iş dünyasının ve hane halkının geçmiş dönemin tersine harcamalarında daha ihtiyatlı davranmasın da ekonominin bıçak sırtında olmasına yol açtığına değindi. Yazıda, bu durumun kamu harcamalarının devam ettirilmesini zorunlu kılarken, bir yandan da büyüyen bütçe açıklarının yarattığı riski beraberinde getirdiğine işaret edildi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.