Beşiktaş Demirören’e satılsın!

Garip bir cümle oldu kabul ediyorum. Ancak artık bu takıma kimse başkanlık yapmaz! Kimse başkanlığa talip olmaz. Adım, adım devam eden Beşiktaş’ın Demirören’e bağımlılığı Katolik nikahına dönüştü. Adını koyalım hepimiz rahatlayalım.
Borç batağının içinde kıvranan bir Beşiktaş, başkandan borçlanmak yetmediği gibi, elinde kalan son varlığı hisselerini de satmaya devam ediyor.
Yüzde 15 oranında halka açılan BJK’nin (derneğin) iştiraki Yatırım A.Ş’nin şu anki halka açıklık oranı yüzde 35. Dernek sahibi olduğu hisselerden yüzde 2.5’unu da halka açarak yaklaşık (piyasa değeri 400 milyon TL) 10 milyon TL daha gelir elde edecek. Ne işe yarayacak bu kaynak? Yeni transferlere harcanacak…
Bu noktada BJK’nin 31.03.2011 tarihli konsolide borçlarına bir göz atalım isterseniz. BJK’nin Yıldırım Demirören’e borcu 80 milyon 888 bin TL. Diğer yönetici Serdar Adalı’ya olan borç ise 9 milyon 737 bin TL. Toplam borç ise 301 milyon TL. Alacakları da 53 milyon TL. Mart ayından sonra gerçekleşen transferler için Demirören’in ne kadar daha kulübe borç verdiğini ise bilmiyorum. 5 milyon diyen de var, 15 milyon TL diyen de…
Bildiğim kadarıyla yayın gelirleri ipotekli. Fulya projesinden elde edilecek gelirler ipotekli. Stat yapılamadı. Ekstra gelir beklentisi suya düştü. Üstelik 2013 yılında UEFA kriterleri devreye girecek. Bu kriterlere göre kulüplerin başkanlara borcu olmayacak, SSK’ya devlete vergi borcu bulunmayacak. Peki Beşiktaş’ın birkaç yıl içinde Demirören’e (bu arada cari harcamalarını da devam ettirecek) 80 milyon. Adalı’ya 10 milyon TL borcunu ödeyebilecek mi?
***
Geriye satılacak hisseler kaldı. Ana sözleşmeye göre halka açık şirketin yüzde 10 kontrol hissesi dernekte… Geri kalan yüzde 90 hisse satılabilir. Şimdi oraya doğru gidiliyor.Beşiktaş’ın sportif faaliyetlerinde elde ettiği tüm gelirler ve giderler halka açık şirketin kayıtlarında gözüküyor. Bu hisseleri alacak 3-5 yatırımcı bulunabilir o kadar… Bu kulüp yüzde 10 kontrol hissesine rağmen Demirören’e mahkumdur. Canı sıkılmadığı sürece, bıkmadığı sürece kimse onu o koltuktan indiremez. Fiilen ona aittir Beşiktaş…
Elbette Demirören, Beşiktaş’ı kendisine bağlamak için bir strateji izlememiştir. İyi niyetiyle, Beşiktaş aşkıyla destek vermiştir. Diğer yöneticilerde günü kurtarmak için bu duruma göz yummuştur.
Ancak garip bir durum oluştu. Dünyada dernek statüsünde olan kulüplerde başarısız yöneticiler değiştirilir. Başarılı olanlar ise devam eder. Beşiktaş’ta bu durum tersine işliyor. Beşiktaş başarısız olduğu sürece, kulübün Demirören’e olan bağımlılığı artıyor. Başarılı olsa belki değiştirilecek bir başkan, başarısız olduğu için o koltuğa daha fazla gömülüyor. Bu nedenle Beşiktaş artık Demirören’indir.
Bu nedenle işkence çekmeye gerek yok. Bir yolunu bulup Beşiktaş’ı resmi olarak da Demirören’e vermek gerekiyor!
Yavusz Semerci - gazeteport

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.