E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıÇin çarpmasına ne kadar dayanıklıyız?---

Çin çarpmasına ne kadar dayanıklıyız?

Çin çarpmasına ne kadar dayanıklıyız?
11 Ocak 2016 - 09:11 borsagundem.com

Çin piyasalarındaki dalgalanma Türk piyasasında nasıl etki yapacak?

Dünya piyasaları yeni yıla Çin ve ABD ekonomilerinden gelen şoklarla başladı. Küresel risk iştahına duyarlı bir piyasa olmasına rağmen Türkiye dünya piyasalarındaki satış dalgasından görece az etkilendi.

Neler oluyor? Dünya piyasalarındaki satış dalgası, yatırımcıların "önce sat sonra düşün" refleksi mi, yoksa uzun soluklu bir ayı piyasasının başlangıcı mı?

Bizim görüşümüz, piyasalardaki satışların dünya ekonomisinde kalıcı bir bozulmanın habercisi olmadığı yönünde. Kaldıraçlı pozisyonların yüksekliği risk primlerindeki teknik düzeltmelerin çok sert gerçekleşmesine neden olabiliyor. 

Türkiye piyasalarının görece az tepki vermesini risk priminin zaten çok yüksek olması ile açıklıyoruz.  Geçen haftaki görece güçlü performansta düşük emtia fiyatları ve BDDK'nın makro ihtiyati tedbirleri gevşetme spekülasyonunun sınırlı etkisi olduğuna inanıyoruz.

Sabrınızı zorlamamak için bugün ağırlıklı olarak Çin kaynaklı risklere ağırlık vereceğiz. Fırtına mevsimi başladı. ABD kaynaklı riskleri konuşmak için daha çok fırsatımız olacak. 

Çin büyümesinin iç talep lehine dengelenmesinin önündeki engeller

Durum tespiti ile başlayalım. Çin yönetimi büyümeyi yavaşlatmadan iç talebi desteklemek ve hizmet sektörünü güçlendirmek istiyor. Ancak ekonominin "orta gelir tuzağında" olması  büyümeyi düşürmeden bu değişimin gerçekleştirilmesini zorlaştırıyor.

Büyümenin bileşenlerini iç talep lehine değiştirmek ve hizmet sektörünü büyütmek için reel ücretlerin artması lazım. Ancak düşük gelirli ekonomilerden gelen rekabet baskısı ( orta gelir tuzağı ) buna izin vermiyor.

Orta sınıf yaratalım, iç talebi güçlendirelim hikayesi, mal ve hizmet hareketlerinin serbest olduğu bir dünyada iyi satmıyor.

Düşük faiz, güçlü renminbi geçmişte kaldı

Büyümeyi desteklemek için kısa vadede ekonomi yönetiminin önünde iki seçenek var: maliye ve / veya para politikasını gevşetmek.

Genişleyici maliye politikası ile altyapı yatırımları artırılabilir. Ancak Çin gibi bir ülkede iç tüketimi artırmak pek mümkün değil. Malumunuz üzere Çin'deki devasa kaynaklar kalabalık nüfusa göre sınırlı.

Geriye kalan tek çözüm faizleri düşürerek ve veya makro ihtiyati tedbirleri rahatlatarak para politikasının gevşetilmesi.

Sermaye  hareketlerinin görece serbest bırakıldığı bir konjonktürde para politikasının gevşetilmesi beklentisi renminbinin değer kaybını kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyor.

Doların küresel olarak güçlendiği  bir ortamda parasının değer kazanmasından rahatsız olan Çin yönetimi para politikasını kademeli olarak gevşetip hem büyümeyi destekleyecek hem de parasına sınırlı oranda değer kaybettirecek.

Önemli olan bu değişimin piyasaları ürkütmeden intizamlı bir şekilde mi olacağı yoksa gelişmekte olan ülkelerde kur savaşlarına mı yol açacağı. 

Çin şokunun Türkiye'ye doğrudan etkisi sınırlı olur.

Çin ekonomisinin yavaşlamasının Türkiye'ye doğrudan olumsuz etkisi yok denecek kadar az. Rekabet gücümüzün eksikliği ve mal çeşitliliğimizin sınırlılığı yüzünden Çin’e ihracatımız çok düşük. 

Çin'in yavaşlaması emtia fiyatlarını aşağı çekerek bizim gibi doğal kaynak fakiri ülkeler için olumlu bir ortam bile yaratıyor. 2015 yılında dış ticaret dengemizde bu nedenle önemli bir düzeltme yaşadık. 2016 yılında daha sınırlı da olsa ilave bir düzeltme göreceğiz.

Renminbinin değer kaybı kur savaşlarına yol açar mı?

Dünyaya  karşı zaten önemli dış ticaret fazlası veren Çin'in parasında önemli oranda değer kaybı isteyeceğini ve veya buna izin vereceğini  düşünmüyoruz.

Renminbide yaşanacak sınırlı değer kaybının bize pek bir etkisi olmaz. Çin'e karşı rekabet gücümüz her halükarda zayıf. Renminbideki zayıflama Çin ile ticaret yapan ve / veya rakip olan Asya ülkelerinin paralarını etkiler.

Renminbideki değer kaybının gelişmekte olan ülkelerde kur savaşlarına yol açacağı ve küresel risk iştahının bozulacağı bir senaryoya çok düşük ihtimal veriyoruz.

Türkiye Çin çarpmasına karşı dayanıklı

Özetle Türkiye piyasaları Çin ekonomisindeki olası yavaşlama ve renminbideki intizamlı bir düzeltmeye karşı dayanıklı konumda. 2013 yılında Fed’in varlık alımlarını azaltması beklentisi ile Türkiye piyasalarında sert dalgalanmalar görmüştük, ancak reel ekonomi bundan etkilenmeden yoluna devam etmişti. 

2016 yılında da benzer bir tablo göreceğiz.  Yeterli içerde önemli politika hataları yapmayalım. Kaleleri yıkan dışarıdan gelen saldırılar değil içeriden açılacak gediklerdir.  Bizi  dışarıdan gelecek Çin tehdidi değil içeriden gelebilecek cin fikirler korkutuyor.

Bu sabah saat 10.00’da açıklanacak OVP programında 2015 yılı büyüme tahminlerinin %3’ün üzerine çekildiğini, 2016 tahmininin %4 düzeyinde tutulduğunu göreceğiz. Ekonomi yönetimi gelişmekte olan ülkeler platosunda Türkiye’yi hızla büyümesiyle ayrıştırmak istiyor. Ancak risk iştahının bozulduğu bir ortamda uluslararası yatırımcıların büyümenin niceliğinden çok niteliğine bakacaklardır. Kısa vadede Türkiye varlıklarında aşağı yönlü seyrin devam etmesini bekliyoruz. 

Serhat Gürleyen - İş Yatırım

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)