E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaDolarda 2.70 TL'ye geri çekilme olabilir---

Dolarda 2.70 TL'ye geri çekilme olabilir

Dolarda 2.70 TL'ye geri çekilme olabilir
02 Kasım 2015 - 11:53 borsagundem.com

Erken seçimden AK Parti'nin galibiyetle çıkmasıyla birlikte Borsa İstanbul ve dolara ilişkin beklentiler değişti

Türkiye’nin ‘kader sandığı’ diye baktığı 1 Kasım seçimleri tüm analistlerdi yanılttı. Koalisyon beklenirken tek başına iktidar çıktı. Sandıktan zaferle ayrılan AK Parti, 4. döneme de damgasını vurdu. Sonuçla birlikte faiz geriledi, dolar düştü, TL değer kazandı. Borsa ile uzun zaman sonra yüzde 5.35’lik primle açılış yaptı. Piyasalarda “Tek başına, iş başına” rüzgarı hakim. Peki, bundan sonra ne olur? Destek Menkul'den Emre Özgüven, gelişmeleri Borsagundem.com için yorumladı.

İşte o çarpıcı görüş…  


Üzerinden henüz 5 ay bile geçmeden, tüm koalisyon seçenekleri bir yana tek bir seçeneği dahi denenmeden tekrar bir seçime gidildi. Aradan geçen zaman diliminin oldukça kısıtlı olması, seçimlerde çok farklı bir sonuç çıkacağı izlenimi vermemişti. Yapılan anketler de bu beklentileri destekler nitelikteydi. Ancak açıklanan oranlar 147 gün öncesine kadar çok farklı sonuçlar doğurdu. Sandıktan çıkan sonuçlara göre tek parti hükümetinin kurulmasına yönelik çıkan sonuçlar, daha öngörülebilir bir siyaset anlayışı ile piyasalarda kısa vadede toparlanmalar görülebilir. Seçim yorgunu ülkenin yeni gündem maddelerinden en önemlisi özellikle ekonomide beklenen yapısal reformlar olacaktır. Büyümenin ithalata bağımlı yapıdan kurtarılması, cari açığın düşürülmesi, sektörel bazda yapılacak reformlar, iç tasarrufların artırılması beklentileri ile daha fazla güçlenen TL sonucunda piyasalar güçlü bir reaksiyon verebilir.
7 Haziran tarihinde yapılan seçim oylamasını hatırlamak gerekirse, Ak Parti sandıktan yüzde 40.87 oy oranıyla 258 Milletvekili çıkarırken, CHP yüzde 24.95 oy ile 132 Milletvekili çıkarmıştı. Onları yüzde 16.29 oy oranıyla 80 Milletvekiline sahip MHP, yüzde 13.12 oy oranıyla 80 Milletvekiline sahip HDP takip etmişti. 
1 Kasım seçimleri sonucunda oluşan tablo ise tek parti hükümetinin kurulacağını açıkça ortaya koyuyor. 2 Kasım açılışıyla beraber piyasalar hükümet kurulumunu olumlu olarak satın almış durumda. Bu da TL varlıklarında pozitif ayrışma anlamına geliyor. Yani kur tarafında bu hafta aşağı yönlü sert satış baskısı görebiliriz. Bunu takiben haftanın ilk işlem gününde kur 2.75 seviyelerine dek gevşeme gösterdi. TL’deki değer kazancı %5’i aştı. Buna ek olarak değerlendirme kuruluşlarının da Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke“ notunda indirime gitmesi ihtimali azalacağından (ve muhtemelen olmayacağından) piyasalarda dövizde kısa vadede satışlar devam ederken, borsada da yukarı yönde hareketlenme sürebilir. Bu beklentilere paralel olarak bugün itibariyle borsa haftaya %5’in üzerinde bir prim yaparak giriş yaptı. Bu pozitif havanın devamı ile borsada 88.000-90.000 aralığı hedef olabilecekken, kur tarafında da 2.70 – 2.75 aralığına doğru süren geri çekilmeler görülebilir. 
Piyasada seçim öncesi hakim olan görüş güçlü bir koalisyon; AK Parti-CHP ortaklığı olacağı yönündeydi. Bu aynı zamanda TL için en iyi ikinci ihtimal olabilecekken, tek parti hükümetinin iktidara gelmesi yabancı yatırımcı gözünde istikrarın devam edeceği, hükümetin hızla kurularak ekonomide gerekli yapısal reformların daha hızlı yapılabileceği beklentileri ile en olumlu seçim sonucu olarak değerlendirilerek, TL’de önümüzdeki dönemde pozitif fiyatlamalar görebiliriz. 7 Haziran seçimleri sonrası iç piyasada koalisyon çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve seçime gidilmesi fiyatın 2.62’den kalkıp 2.82’nin üstüne çıkmasına sebep olmuştu. Hükümet kurulamaması endişesinin Dolar-TL ve Euro-TL üstünde yaklaşık 20 kuruşluk bir prim taşıdığı varsayıldığında, tam tersi senaryoda bu hafta kurda aşağı yönlü sert hareketlerin devam edebileceği unutulmamalıdır.
 

Grafikte iki bölüme dikkat çekmekte fayda var. 7 Haziran seçim sonrası kur açılışını 2.75 seviyesinde yaparken en yüksek 2.80 seviyesini görmüştü. Ancak yaklaşık 2 haftalık bir sürede tekrardan 2.65 seviyelerine kadar geriledi. Yeni seçim dönemi sonrası tekrardan Dolar’daki açılış yaklaşık 10 puan aşağıdan gerçekleşti. Hatta pozitif ayrışmanın devam etmesi ile 2.80’nin kırılımı sonrası 2.75’ler dahi denendi. Ancak 2.80 desteği çalışırsa ki 200 günlük ağırlıklı hareketli ortalamanın bu seviyeye yakın seyretmesi de önemli bir ayrıntı; 7 Haziran sonrasındaki 2 haftalık süreçte yaşanan durumun benzeri yaşanabilir. Yani tekrardan kur tarafında 2.86’lara kadar bir yukarı yönlü hareket izleyebilir. Bunun içinde dışarıdan kaynaklı FED riski ağır basarsa ki bu Cuma Tarım Dışı İstihdam verisi oldukça önemli tekrar kurda yukarı yönlü bir hareket görülebilir. Sonuç olarak şuan için asıl soru işareti ‘’Piyasalar hükümet kurulumunu ne kadar satın alacak veya ne kadarını satın aldı?” olacaktır.
Euro/TL tarafına bakıldığında ise, önümüzdeki dönemde kritik 3.00 seviyesinin altına sarkmalar görülmesi çok fazla sürpriz sayılmayacaktır. İç piyasada güçlenen TL’ye ek olarak, Avrupa Merkez Bankası’nın Aralık ayındaki toplantısında tahvil alım programının süresini ve miktarını revize edebileceğine dair son toplantıda sinyaller vermesi de, Euro’yu zayıflatarak baskı altında tutmaya devam ediyor. Böyle bir senaryoda Euro/TL’de 2.80 – 2.90 aralığı hedef haline gelebilir.
10 yıllık gösterge tahvilde ise, TL’nin arkasına aldığı rüzgar ile birlikte yüzde 9.50'nin altında bir oluşum görülebilir.
Göz ardı edilmemesi gereken bir önemli nokta var ki o da, seçim öncesi dönemde gündemin en önemli maddelerinden olan çözüm süreci. Güvenlik endişeleri ve jeopolitik risklere anayasa değişikliğine dair tartışmaların da eklenmesi, beklenen bu olumlu havayı sınırlayabilir. Özellikle yabancı yatırımcıların oldukça yakın merceğinde olan anayasa değişikliği konusunda yaşanacak sert tartışmalar, süregelecek anlaşmazlıklarla kur ve borsadaki kazançların yerini kayıplara bırakabileceğine de vurgu yapmak gerekiyor.
Böyle bir tabloda yılın kalan döneminde anayasa tartışmalarına ek olarak belki de en sıkıntılı süreç Aralık ayında FED’in faiz artışına karar vermesi ile yaşanabilir. Son toplantıda FED üyeleri tarafından Aralık ayının hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde işaret edilmesi dolardaki yükselişleri yıl sonuna doğru destekleyebilir. Gelişmekte olan ülkelerin FED’in olası bir faiz artırımına ne kadar hazırlıklı oldukları zaten tartışma konusu. Bu bakımdan hükümet kurulumu ile tam rahat bir nefes alındı diye düşünülürken olası bir FED faiz hamlesi ile bunun bedelinin hesaplanandan daha ağır olabileceği de unutulmamalıdır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)