E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaDövizDolarda yön ne olacak---

Dolarda yön ne olacak

Dolarda yön ne olacak
01 Nisan 2013 - 14:38 borsagundem.com

Ülke ekonomisi sanayi, ticaret ve istihdamda umut veriyor. Peki bu durum kura nasıl yansıyacak?

DestekFx tarafından hazırlanan analiz:
2008 kriziyle birlikte Dünya Ekonomisi daralırken büyüyen Türkiye ekonomisi kriz döneminin parlayan yıldızı konumundaydı. Ancak büyüyen ekonomiler için normal karşılanacak Cari açık sorunu 2011 yılına kadar kabul edilebilir düzeydeyken 2011 yılı Cari İşlemler açığı 77.89 milyar dolar ile 2010 yılına göre %65.3 artarak büyümenin artık ülke ekonomisi açısından ne denli riskleri birlikte getirdiğini gösterdi.
Hızlı büyüyen ekonomimizde kredi derecelendirme kuruluşları tarafından not artımı beklenirken ortaya çıkan risklerle not artırımlarını alamamamız, 2012 yılı için hem politika yapıcılar hem de TCMB tarafından daha ihtiyatlı politikalara yönlendirdi. 2012 yılını kontrollü iniş dönemi olarak niteleyen hükümet kanadın da daraltıcı Maliye Politikası ve kontrolü elden bırakmayan Merkez Bankası tarafında da ihtiyatlı Para Politikasını gözlemledik. Hatta yıl içerisinde Merkez Bankasına faiz indirimi konusun da hükümet kanadının ciddi baskı yapmasına rağmen TCMB verilerde kabul edilebilir rakamları görmeden faiz üzerinde oynama yapmadı. Bu politikalarla birlikte 2012 yılında Büyüme oranında düşüş gözlenirken, Cari Açık istenilen düzeylere geriledi. Ayrıca 2012 yılının ilk yarısında çift haneli seviyelere yükselen Tüketici fiyatları yıl sonunda %6.16 ile beklentilerinde altına geriledi, öte yandan Üretici fiyatları da Aralık ayında son 37 yılın en düşük yıllık artışıyla %2.45 seviyesinde gerçekleşti. Daraltıcı maliye politikasının sonuçları olarak da Kamu gelirlerinde artış gözlenirken Faiz Ödemeleri ve Faiz Dışı Harcamalar gerileyerek Bütçe Açığında da düşüş gözlemledik.
Ülke ekonomisi açısından 2013 yılı umut verici, hükümetin daha genişlemeci politikaları ile artan ticaret hacmini, geçtiğimiz haftanın son işlem günü gelen dış ticaret verileri ile birliktede takip ettik. Hem ithalat hem ihracat tarafında %8.3 lük artış gözlenirken buna paralel olarak dış ticaret açığında da artış görüldü. Bugün açıklanan büyüme verileriyle 2012 yılı %2.2 ile beklentilerin altında kaldı. Diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha zayıf görünse de büyümenin düşük geleceği beklenen bir durumdu ve piyasalarda çok ciddi bir etki yaratmadı. Zira 2013 için çok kısa vadeli verilerin umut verici olması 2012 rakamlarının etkisini zayıflatıyor.
Hükümetin 2013 politikalarını TCMB de faiz indirimleri ile desteklerken, 2012 yılı sonun da kredi derecelendirme kuruluşu FİTCH Ratings’in kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çekmesi ve geçtiğimiz hafta içerisin de S&P nin uzun vade notumuzu BB den BB+ ya yükseltmesi 2013için olumlu beklentileri teyit etti diyebiliriz. Politika yapıcılarının enerji tarafında yaptıkları atılımlar, 2013 yılında hem sanayi üretimi ve ticaret hacmi, hem de istihdam verileri açısından beklentilerimizi yükseltiyor. Tabi ki bu durum kur tarafına da yansıyacaktır.
Dolar/TL
Kur açısından değerlendirecek olursak; Bildiğimiz üzere 2011 yılı sonunda kurda aşırı yükseliş olmuş ve Merkez Bankası uzun süre sonra ilk defa piyasaya doğrudan müdahale etmek yoluyla 3.5 milyar dolarlık doğrudan satış gerçekleştirmişti. 1.92 seviyesine kadar yükselen kur doğrudan müdahale ile 1.85 seviyesine kadar düşmüş ve yılı 1.90 altında kapatmıştı. 2012 başlangıcı ile Merkezin kur üzerindeki baskısı devam etmiş ve ilk iki aylık süreçte geri çekilmeler kuru 1.73 seviyelerine kadar düşürmüştü. Ancak 1.73 son bir yılın dip seviyesi olmaya devam ediyor.
İhtiyatlı politikalarla geçirdiğimiz 2012 yılını, kur tarafında da 1.78 seviyelerinde kapanışla TCMB nin de istediği düzeylerde tamamladık. 2013 yılı başlangıcı ile yeniden ekonomiyi canlandıracak politikaları gözlemliyoruz. Ocak ve Şubat ayı PPK kararlarında gösterge faizi sabit tutan Kurul her iki toplantıda da faiz koridorunda 25 baz puanlık indirime gitmişti. Hafta içerisinde Mart ayı kararlarını takip ettiğimiz TCMB uzun süre sonra ilk defa beklentilerin dışında sert bir adım atarak faiz koridorunun üst badını 100 baz puan indirip alt bandını sabit tuttu ve koridoru daralttı. Yıl başından beri hem siyasi taraftan hem de TCMB tarafından dile getirilen Kredi büyümesi riski dolayısıyla Kurulun TL cinsi zorunlu karşılıklarda artırım yapması beklenirken koridoru daraltma adımı artık aşırı ihtiyatlı politikadan, daha rahat ve maliye politikasına paralel para politikasına geçiş beklentilerini doğuruyor. Ancak her halükarda Merkez Bankasının kur bandının dışına izin vermesi düşük ihtimal.
Merkez Bankasının kur politikasında 1.83-1.73 bandını net bir şekilde görüyoruz. Özellikle yükseliş eğilimli dönemlerde yeni nesil Para Politikası araçları ile kontrolü sağlayan Merkez bu seviyelerin dışında fiyatlamalara prim vermiyor. Son kararlar ve not artırımı ile kurda geri çekilmeler görülürken ilk etapta 1.80 altına kadar geri çekilmeleri güçlü ihtimal olarak değerlendirebiliriz. Ancak ilerleyen süreçte 1.79-1.78 pivot seviyelerinin altın da fiyatlamaları konuşmak için henüz erken. Kurda FED politikalarını da göz ardı etmemek gerek. Genişleyici politikalara devam eden FED ekonomideki toparlanmayı beklediğinden erken alıyor. Özellikle çeyreklik verilerde gözle görülür iyileşmeler FED in zayıflattığı Doları güçlendirerek otomatik stabilizatör görevi görüyor. ABD tarafında gelişmeler bu şekilde devam edecek olursa kurda da çok fazla geri çekilmeyi beklememek daha doğru olacaktır, muhtemelen yıl içerisinde görülebilecek en düşük 1.75 en yüksek 1.85 seviyeleri. Yani faiz koridorunda ki indirim kur bandında kısmı yükselişi beraberinde getirebilir.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)