Fonlar hangi hisseleri topluyor

Düşüşlerde hisse toplayan ve en fazla kazandıran fon yöneticileri, piyasalardaki aşırı dalgalanmaların alım için çok uygun fırsatlar sunduğunu dile getirirken, endeks düştükçe hisse oranını kademeli artırmayı öneriyor. Esasen geçmiş performanslara bakıldığında da uzun vadede portföy getirisini artırmanın en etkin yolunun borsa düşerken almasını bilmekten geçtiği görülüyor. Gedik Portföy Genel Müdürü Halim Çun da borsada dibi bulma çabasından ziyade düşerken kademeli alımın önemine vurgu yapıyor. Profesyonellerin genel düşüncesi, fırsatların değerlendirilmesi noktasında birleşiyor. Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler fırsat olasılıklarını biraz daha geniş tutarken yabancı menkul kıymet fonlarına da yatırım yapılması gerektiğini ifade ediyor. Keler, yabancı menkul kıymet ağırlıklı fonların TL’nin zayıfladığı, dövizin yükseldiği dönemlerde öne çıktığına vurgu yapıyor. En fazla kazandıran fon yöneticileri arasında yer alan Strateji Menkul Değerler Fon Müdürü Bülent Topbaş ise değer yaratan ve büyüyen, karlı şirketlerin öne çıkmaya devam edeceğini düşünüyor.

Fon yöneticilerinin tavsiyelerine ve borsanın izlediği seyre baktığımızda, kademeli alımların yapılacağı seviyelerde olduğumuzu söyleyebiliriz. BIST 100 Endeksi FED’in varlık alımlarını azaltma kararının açıklandığı 22 Mayıs 2013 tarihinden 11 Mart 2014’e kadar yüzde 32 değer kaybetti. Banka hisselerindeki değer kayıpları ise yüzde 32 değer kaybetti. Banka hisselerindeki değer kayıpları ise yüzde 45’lere vardı. Fon yöneticileri, bu seviyelerden hisse senedi toplayanların uzun vadede ciddi kazançlar sağlayabileceğini dile getiriyor. Kötü piyasa koşullarında defansif hisseleri tercih eden, piyasalardaki iyileşme ile birlikte beta değeri yüksek şirketlere yönelen fon yöneticilerinin hedefi ise endeksin üzerinde getiri sağlayabilmek.  Bu fonlar arasında yer alan Gedik Küçük ve Orta Ölçekli Şirketler Fonu ile Gedik A Tipi Kronos Alpha Değişken Fonu, BIST 100 Endeksi’nin yüzde 7,7 oranında değer kaybettiği bu yılın ilk iki ayında, sırasıyla yüzde 3,49 ve yüzde 8,21 oranında getiri sağladı. Peki, fon yöneticileri hangi hisse senetlerini tercih ediyor? Takasbank’ın açıkladığı verilerden istifade ederek yerli kurumsal yatırımcıların portföylerinde bulundurdukları hisseleri mercek altına aldık. İşte yerli kurumsal yatırımcıların ellerinde tuttukları hisseler:
 
DEĞERLEME ORANLARI CAZİP BANKALAR
 
Fonların portföylerinde tutar olarak en fazla yer alan hisselerin başında bankalar geliyor. Garanti Bankası, Halk Bankası, Akbank, İş Bankası C, Vakıfbank ve Yapı ve Kredi Bankası, yatırım ve emeklilik fonları ile yatırım ortaklıkların topladığı banka hisselerinin başında geliyor. Karlarındaki erime, gelişen ülkelerde yaşanan para çıkışları ve kredi kuruluşlarının olumsuz değerlendirmeleri ile aşırı gerileyen fiyatlar, fonların hisselere ilgisini artırdı.

S&P, geçtiğimiz mart ayında yaptığı değerlendirmede; notlarını teyit ettiği Türk bankalarının görünümleri ”negatif” olarak açıkladı. Kurum yetkilileri Albaraka Türk dışındaki bankaların Türkiye’nin negatif görünümünü ve Türkiye’de banka varlık kalitesinde kötüleşme potansiyelini yansıtmadığını belirtti. Citigroup yetkileri ise Türkiye’de resesyon beklenmediklerini ancak yerli hisse senetleri için değerlemelerin aşırı kötümser göründüğünü ifade ediyor. Citigroup, korkuların azalmasıyla birlikte değerlemelerin tarihi çarpanlarına geri döneceğine inanıyor. Türk bankalarının, finans dışı hisselere göre daha çabuk toparlanma gösterdiğini, bu nedenle orta vadede piyasanın üzerinde performans göstermeye devam edeceklerini düşünüyor. Kurum bu kapsamda inandığı hisseler olarak  Garanti Bankası, Halkbank, Arçelik, Şişe Cam ve Ford Otosan’a işaret ediyor.
 
İLETİŞİMDE POTANSİYEL YÜKSEK
 
Fonların tercih ettiği hisseler arasında üçüncü sırada bulunan Turkcell kurum önerilerinde de öne çıkıyor. Geçtiğimiz mart ortasında HSBC, Gelişmekte Olan Ülkeler Telekom Sektör Raporu’nu yayımladı. Rapor; gelişmekte olan ülkelerin iletişim sektöründe, kısa vadede kur dalgalanmalarının ve makroekonomik konjektür değişikliklerinin etkili olacağına vurgu yapıyor. Daha geniş pencereden bakıldığında, bölgesel olarak Türk Telekom, Rus şirketleri ile birlikte bu gelişmelerden en fazla etkilenebilir firmalar arasında yer alıyor. HSBC, orta vadede bölgedeki oyuncular için, mobil date ve geniş bant internet kullanımı büyümesinin, operasyonel performansı temel olarak etkileyecek unsurlar olarak görüyor. Öte yandan Turkcell’in de kısa vadede Ukrayna’daki gelişmelerden olumsuz etkilenebileceğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte Turkcell’in orta vadede güçlü mobil veri büyümesi ve büyük ortakların anlaşma olasılığı doğrultusunda temettü  verme ihtimali bulunuyor. Bu durum hisseyi gelişmekte olan piyasalardaki iletişim şirketleri içinde ön plana çıkarıyor. HSBC Turkcell için “ endeksin üzerinde getiri” önerisini ve 14 TL hedef fiyatını koruyor. Aracı kurum sektör uzmanları ise Türk Telekom için kısa vadede en önemli riski TL’nin değer kaybında görüyor. Şirketin orta vadede internet kullanımı artışındaki güçlü momentumdan olumlu etkileneceğini düşünürken “endekse paralel getiri” beklentisini koruyorlar.
 
SABANCI VE KOÇ
 
Kurumsal yatırımcıların en fazla toplandıkları hisseler listesinde Koç Holding ve Sabancı Holding öne çıkıyor. İki holding hissesi de 22 Mayıs 2013 tarihinden 11 Mart 2014 tarihine kadar yüzde 25’in üzerinde değer kaybetti. Koç Holding’in bilançosunun açıklanması sonrasında Holding CEO’su Turgay Durak, geçtiğimiz yıl hem yurtiçi hem de yurtdışında gerçekleşen zorluklara karşın yılı hedeflerine paralel kapattıklarını belirliyor.

2013 yılı ili ilgili değerlendirmede bulunan Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul da geçen yıl haziran ayından bu yana artan siyasi tansiyon, kur ve faiz artışına karşın büyüme hedeflerini gerçekleştirdiklerini ifade etti.
 
GAYRİMENKUL VE DEMİR-ÇELİK
 
Gayrimenkul sektöründe fiyatların artmasına rağmen sektörün hala ilgi gördüğünü belirten uzmanlar, hisse bazında defansif hareketlerin yaşandığını dile getiriyor. Türkiye’deki gayrimenkul sektörünün 15 yılda büyük gelişme gösterdiğini belirten Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Türkiye Başkanı Haluk Sur, “Uluslararası pazara entegre olmaya başladık ama hala Batı Avrupa’ya göre emekleme evresindeyiz. Kafaların karışık olduğu bir dönemde olsak da bu geçişi. Türk gayrimenkul sektörünün önü çok açık. Yapmamız gereken küresel gayrimenkul pazarından daha fazla pay almak” diyor.

Strateji Menkul Değerler’den Bülent Topbaş, 2014 yılına ilişkin tavsiyelerde bulunurken seçici olmak kaydıyla GYO şirketlerinin performanslarının endeksten daha iyi sonuç getirebileceğini, bunun yanı sıra demir çelik ana sanayi şirketlerinin de gücünü korumasını beklediğini söylüyor. (ZEYNEP AKTAŞ – FORTUNE TÜRKİYE)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.