E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaSporGalatasaray tarih yazmak istiyor---

Galatasaray tarih yazmak istiyor

Galatasaray tarih yazmak istiyor
17 Mart 2012 - 07:20 borsagundem.com

Fenerbahçe yıldızlar topluluğuna, Galatasaray takım olgusuna güveniyor. Alex 38 derbide 20 gol, Stoch ikinci devrede 6 gol, 3 asistle ışıldıyor.

Fenerbahçe yıldızlar topluluğuna, Galatasaray takım olgusuna güveniyor. İçeride 37 maçtır yenilmeyen Fenerbahçeli oyuncular, rekor serisini 38’e çıkarıp tarih kitaplarındaki yerlerini sağlamlaştırmak istiyorlar. Kadıköy’ün son fatihleri Terim-Şaş-Davala-Taffarel dörtlüsüyse 11 maçlık galibiyetsiz seriyi bitirip, tarih yazma derdindeler. Belli ki, bu maçın sonucu ne olursa olsun, 90 dakikanın bitiş düdüğü çaldığında tarihçiler kağıt-kalemlerini hazır tutmak zorunda olacaklar.
Tabii ki Fenerbahçe’nin en büyük kozu, tarih yazarı Alex de Souza... Türkiye’de 38 derbide (7’si Galatasaray’a olmak üzere) 20 gol atan Alex, gemisini bir kez daha kurtarma derdinde. Bu kez tayfası daha kuvvetli, son 451 dakikada 4 gol atan Sow ve ikinci devrede 6 gol-3 asistle oynayan Stoch da en az Alex kadar göz korkutucular. Üstelik Fenerbahçe’de son iki haftada değişen önemli bir detay var: Gökhan Gönül 15 gün önce verdiği röportajda Mehmet’le konuştuklarını ve sağ taraftan daha fazla gol-asist üretmeleri gerektiğine inandıklarını açıklamıştı. O konuşma işe yaradı; son iki maçta Fenerbahçe’nin sağı golle-asistle çok etkili çalışmaya başladı.
Fenerbahçe’nin etkili sağına karşı Galatasaray’ın solunda ufak değişim söz konusu: Gençler maçında tempo yükseldiğinde kuvvetsiz kalan Riera kulübeye, Emre 11’e girecek gibi. Galatasaray’ın Engin-Melo-Selçuk-Emre dörtlüsü belki çok fazla kenar hücumu üretemeyecekler, ama pas kaliteleri çok yüksek olduğu için büyük bir ihtimalle Fenerbahçe orta sahasını her zamankinden daha fazla koşmaya mecbur edecekler.
Galatasaray’ın bir diğer avantajı da ülkenin en iyi defansif santrforu Elmander... İlk yarıdaki maça damga vuran İsveçli oyuncu gol atmasa/asist yapmasa bile, Fenerbahçe savunmasının göbeğinde istikrarsızlığa neden olan Yobo’nun partneri yarasını yine kaşıyacak gibi...

Kardeş derbisi
Aşağıda birbirinden önemli dünya derbileri var; bütün dünya her yıl Barça-Real’i, ManU-Liverpool’u bekliyor. Belki bizim derbimizi dünyada 200 televizyon kanalı yayınlamıyor, belki basın tribününde 100 ayrı ulustan gazeteci olmuyor. Ama derbimizi diğer bütün bu büyük derbilerden ayıran önemli bir özellik var: Kardeş derbisi olması... 
Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin kökeninde ne (Roma-Lazio gibi) siyasal, ne (Celtic-Rangers gibi) mezhepsel, ne (Barça-Real gibi) tarihsel, ne de (Liverpool-ManU gibi) ekonomik bir köken söz konusu. Türkiye’de (nerdeyse dünyanın geri kalanının tümünün aksine) iki kardeşten birinin Fenerbahçe’yi, diğerinin Galatasaray’ı (veya birinin Beşiktaş’ı, diğerinin Fenerbahçe’yi vs.) tuttuğu sıkça vakidir; hatta ciddi bir araştırma yapılsa, ailelerin yüzde ellisinin üstünde böyle bir durum olduğu iddiasındayım ben...
O yüzden bizim derbilerden zorla kavga çıkartmak anlamsız, bizim derbiler olsa olsa kardeş derbileridir benim nezdimde... Bu derbide de sahadaki rakibin, öz kardeşimizin tuttuğu takım olduğunu unutmamak dileğiyle...

F.Bahçe top dolaştırıyor, G.Saray yüzdeli hücum ediyor
Bu sezon ligde rakipleriyle puan farkını açıp play-off’a ilk ikide girmeye çok yaklaşan iki takımın ortak özelliği topla oynama ve oyuna hükmetme becerileri... Fenerbahçe ve Galatasaray, (yüzde 56 ve yüzde 54’lük oranlarla) ligin topa en fazla sahip olan iki ekibi. Ama ikisi arasında bir karşılaştırma yapıldığında Fenerbahçe daha fazla topla oynarken, Galatasaray’ın daha ziyade sahip olduğu meşin yuvarlağı verimli kullandığı göze çarpıyor. Sarı-lacivertliler (sarı-kırmızılı rakiplerine göre) maç başına 83 fazla topla buluşuyor, 79 fazla pas yapıyor. Ama rakibinden daha az topa sahip olan Galatasaray, gol pozisyonlarında 171’e 167, gollerde de 60’a 55 üstün.
Üstelik Galatasaray, savunmaya yaptığı Muslera, Ujfalusi, Semih ve Eboue takviyelerinin ardından maç başına rakiplerine ortalama 3 gol pozisyonu veriyor, Fenerbahçe’de bu sayı yaklaşık 4,5...

F.Bahçe’nin Kadıköy serisi
Fatih Terim, sarı-kırmızılıların başında Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenen son teknik adam... 22 Aralık 1999’da Terim’in kenardan yönettiği, yardımcısı Hasan Şaş’ın yıldızlaştığı maçta ezeli rakibini Kadıköy’de 2-1’le geçen Galatasaray; sonraki 11 ziyaretinden sadece 1 beraberlik çıkarabildi, 10 kez yenildi.
Fenerbahçe’nin bu serisi, milenyumda Avrupa’nın üst düzey rekabetlerinin de en dikkat çekici istatistiğini üretti. Fstats’ın araştırmasına göre Fenerbahçe, milenyumda ezeli rakibine karşı içeride yakaladığı yüzde 91’lik galibiyet oranıyla, bu alanda 10 büyük ligin liderliğini de ele geçirdi.

Gol farkı da önemli
Bu maç öncesi iki takım şampiyonluk play-off’unda yer almayı garantiledikleri için birbirleriyle iki kez daha karşılaşacakları garantilendi. Galatasaray kazansa ve normal sezon 12 puan farkla bitse dahi, play-off’ta puanlar ikiye bölüneceği için Fenerbahçe’nin 6’da 6 yapıp rakibini yakalaması kendi elinde olacak.
Play-off sonunda puan eşitliği yaşanması durumunda (herhangi bir takımın yarım puan dezavantajı yoksa) ikili averaja bakılacağı için, bu müsabakada kaybeden taraf için gol averajı da önem kazanabilir.
Bir diğer bakış açısıyla, ilk maçı Seyrantepe’de 3-1 kazanan Galatasaray bu müsabakada da 1-0 galip gelirse; (ikili averaj açısından) play-off’ta rakibine birer farklı yenilme lüksüne sahip olacak. Uğur Meleke/Milliyek

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)