Genel kurullarda söz hakkı

"İşlemin tarafı olan hakim hissedar oy kullanamaz" diyor avukat Halil Doğru. Söz konusu görüşünü Anel Telekom'un geçtiğimiz ay gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısında dile getirirken aynı zamanda alınan kararlara muhalif kaldığını da not etti. Konu oldukça hassas. Şirketin gerçekleştirmiş olduğu kimi finansal duran varlıklarla markalarının zararına satılıp satılmadığı hususu, genel kurulda hararetli şekilde tartışıldı. Azınlık hissedarlar bu satışlardan dolayı şirketin zarara uğratıldığını söylerken yönetime hakim hissedarlar aksi kanıda. Sonuç olarak, gerçekleştirilen oylamanın ardından yönetime hakim hissedarın dediği oldu. Ancak azınlık hissedarların itirazı bu noktada bitmedi ve oylamada ilişkili hissedarların oy kullanmasını yasal bulmadıklarını not ettiler.
Kuşkusuz borsada işlem gören şirketler içinde ilk defa Anel Telekom'un mal varlığı satılmış değil. Ancak bu olayın diğerlerinden farkı, satışın kamuoyunda hayli yer bulması ve tartışmaya yol açması. Hal böyle olunca da genel kurulların önemi bir kez daha gündeme taşınmış oldu. Yasa gereğince şirketlerin genel kurul toplantılarını mart sonuna kadar gerçekleştirmesi gerekiyor. Eğer şirket özel hesap dönemine sahipse bu takdirde de özel hesap döneminin bittiği günden itibaren üç ay içinde genel kurul toplanmalı. Genel kurullar bir firmanın en üst karar organı olması itibariyle SPK tarafından da önemseniyor. Hatta gerek görülmesi halinde SPK'nın bir genel kurula uzmanlarını göndermesi mümkün.
Neticede bu toplantılar yöneticilerin ortaklara hesap verdiği en üst organ olması itibariyle bir başka öneme sahip bulunuyor. Ancak genel kurullara atfedilen öneme rağmen yatırımcılar pek de aynı düşüncede değil. Borsada uzun süredir alım satım yapan ve kendisini kıdemli bir küçük yatırımcı olarak tanımlayan Ahmet Ersöz de aynı düşünceye sahip olanlardan. Ersöz, "Genel kurullarda kararlan hakim hissedar alır. Bizim genel kurullarda aldığımız sadece çay ve kurabiyeden ibarettir" derken hakim hissedarların oylamadaki gücüne işaret ediyor. Söz konusu görüş piyasada işlem yapan kurumsal yatırımcılar dışındaki diğer yatırımcıların da ağırlıklı olarak benimsediği bir düşünce. Hal böyle olunca da küçük yatırımcılar genel kurullara katıldıklarında şirketin bir ortağından ziyade izleyici konumundan öteye geçmiyorlar.
Bu yaygın tavra rağmen piyasa uzmanlarının aynı karamsarlığı paylaşmadığı da bir gerçek. Onlar, genel kurullarda alman kararların her zaman için yargı denetiminden geçme imkanı olduğunu söylüyor ve yapılan usulsüzlüklerin mahkeme yoluyla düzeleceğini hatırlatıyorlar. Dolayısıyla genel kurulların önemine atıfta bulunuyorlar. Yatırımcı cephesi ise bu ihtimalin pratikte pek de fazla anlam taşımadığı düşüncesinde. Zira ortalama üç-dört yılı bulan yargı sürecinin ardından adalete ulaşılması onlar açısından pek anlamlı değil. Bu nedenledir ki genel kurullarda yatırımcıları mağdur eden ve yasal olmayan kararlara daha hızlı müdahale mekanizmalarının geliştirilmesini talep ediyorlar.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği Başkanı Arif Ünver de genel kurul toplantılarında sağlıklı bir sonuç alınabilmesi için SPK'nın genel kurullara katılması ve öncesinde bir hazırlık yapmasının faydalı olacağını ifade ediyor. Neticede göründüğü kadarıyla, ha-kim hissedar dışında genel kurullardan memnun olan pek yok. Yaşanan tartışmalar gösteriyor ki; genel kurullardaki sıkıntıları daha hızlı çözebilecek mekanizmaların oluşturulması, yatırımcıların firmalara bakışını da önemli ölçüde değiştirecektir. (ZEYNEP AKTAŞ/FORTUNE DERGİSİ)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.