E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaSpor İktisat gözlüğüyle teşvik primi---

İktisat gözlüğüyle teşvik primi

 İktisat gözlüğüyle teşvik primi
30 Ağustos 2011 - 12:58 borsagundem.com

Hakem ya da oyuncu satın alma şeklindeki düz şikeye kıyasla, teşvik primi hem ahlaki hem de rekabetin tesisi açısından farklı.

Bugün bayram. İçimden iktisat yazmak gelmiyor. Farklı bir ‘iktisat’ yazısı deneyebilirim. Şike kazanı tüm hararetiyle kaynamaya devam ediyor. İşin hukuk boyutuna aklım pek ermiyor. Zaten taraflarının derdinin saf adalet arayışı olduğunu da sanmıyorum. Süreci ticari çıkarlar ve ürkütücü güç dengeleri yönetiyor. Hukuk daha çok çeşitli kılıflar üretmeye yarıyor. Bir futbol tutkunu olarak olayları takip etmeye çalışıyorum. Ama aynı zamanda bir iktisatçı olarak da olay ilgimi çekiyor.
Futbol dev bir endüstriye dönüştü. Çok büyük paralar dönüyor. Paraların dönmeye devam etmesi için rekabetin çok sıkı kurallar altında düzenlenmesi şart. Basında yer alan şike haberlerinden anladığım, Türkiye’de teşvik primi adeta vakayı adiyeden bir faaliyet haline gelmiş. Doğrudan hakem ya da oyuncu satın alma şeklinde tezahür eden düz şikeye kıyasla teşvik primi hem ahlaki hem de rekabetin tesisi açısından farklı özellikler arz ediyor.
Rekabet boşluğu İktisatçı olarak teşvik priminin neden bu kadar yaygın olduğunu anlayabiliyorum. Teşvik priminin rekabet eksikliğinden doğan boşlukları doldurduğu kanaatindeyim. Şöyle düşünelim. Ligin sonu yaklaşmış. Ne küme düşme tehlikesi ne de ilk ikiye girme şansı olan pek çok takım ortaya çıkmış durumda. Bu takımların küme düşmekten kurtulma şansı olan ya da şampiyonluğu veya ikinciliği kovalayan takımlarla yapacakları her maçta teşvik primi olgusu doğal olarak gündeme gelecektir.
Sanırım bunu anlamak, futbola meraklı olmayan okurlar için de zor değil.
Yine de birkaç hatırlatma yapalım. Ligin orta kesimi, yani hiçbir iddiası olamayan takımlar belirginleşene kadar her takım, maçları kazanmak için oyuncularına normal ücretlerinin dışında, teşvik primi adı altında ekstra para vaat eder. Ancak ligin sonuna doğru iddiası kalmayan takımların bu uygulamayı devam ettirmeleri için bir neden kalmaz. İşte bu noktada üçüncü takımların teşvik primleri devreye girer.
Play-off
Meramımı iyi anlatabilmek için soyut bir örnekten yola çıkalım. A ve B takımları arasında şampiyonluk yarışı son maça kalmış olsun. A takımının ligin orta sıralarında yer alan C takımı ile maçı var. C takımı oyuncularının maça asılmaları için bir neden yok. Takım oyunlarında oyuncuların hırsı, sonucu fazlasıyla etkiler. Bu koşullarda A takımının kazanma ihtimali çok yükselecektir. Aynı hafta B takımı da küme düşme tehdidi altında olan ya da ikinciliği kovalayan D takımı ile oynuyor olsun. Bu durumda adil rekabet koşullarının oluşmadığı çok açıktır. A takımı büyük olasılıkla kazanacak, B takımı ise çok zorlanacaktır. Dolayısıyla B takımının ortaya çıkan rekabet zafiyetini gidermek için C takımının oyuncularına teşvik primi vermesi ahlaken kabul edilebilir olduğu gibi rekabet eksikliğinin giderilmesi açısından da rasyoneldir.
Ancak sorunu bu kadar basite indirgeyemeyiz. Teşvik priminin serbest olduğunu ve şeffaflığın sağlandığını kabul edelim. Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılımı sağlaması nedeniyle büyük bir gelir anlamına geldiğinden B’nin C’ye vereceği teşvik priminin miktarı aşırı yükselecektir. Bu kabul edilebilir mi? Nispeten yoksul takımların arasında cereyan eden kümeden düşmeme mücadelesinde teşvik primi işlevsel olabilir mi? Sorular çoğaltılabilir. Teşvik priminin serbest bırakılması yerine daha etkili ve ahlaken daha az tartışmalı çözüm play-off’tur. Hem şampiyonu hem de küme düşecek takımları belirlemek için uygulanmalıdır. Keşke TFF play-off’u çok daha önce başlatsaydı. İyi bayramlar...

"SEYFETTİN GÜRSEL" radikal

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)