E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisİşte Akgiray'ın yeni görevi---

İşte Akgiray'ın yeni görevi

İşte Akgiray'ın yeni görevi
21 Ocak 2013 - 07:51 borsagundem.com

SPK Yasası'nı kendi elleriyle hazırlayıp görevden alınan SPK eski Başkanı Vedat Akgiray'ın görevi belli oldu

SPK Yasası'nın Meclis'ten geçmesinin ardından görevden alınan SPK eski Başkanı Vedat Akgiray'ın görev tanımı belirlendi. Star'ın haberine göre, kendi hazırladıkları yasa ile görevden alınan SPK eski üyeleri, yeni görevlerine başladı. SPK eski Başkanı Vedat Akgiray ve üyeler ‘görevden alındıkları’ sermaye piyasaları yasasının ikincil düzenlemeleri konusunda, yeni yönetime danışmanlık hizmeti verecek. SPK’nın yeni yönetimi, eski yönetim kurulu üyelerine, birer makam odası ve araç verilmesini kararlaştırdı. Üyelerin bir kısmı Ankara’da bir kısmı da İstanbul’da görev yapacak. Akgiray’ın çalışmalarını kurulun İstanbul ofisinde yürüteceğini bildirildi. Sermaye piyasaları kanununda, Akgiray ve yönetim kurulu üyelerinin özlük hakları değiştirilmeden kurulda müşavir kadrolarına atanması öngörülmüştü.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • aaa22 Ocak 2013 07:56

    mail adresime gelen bir maili paylaşmak isterim.. okuyun ..okuyunda bu imkb nin ve halka açık şirket pazarının ne hallere düştüğünü görün.... Redington firması dünya üzerinde, Investcorp sponsorluğunda $100m bütçe ile alabileceği tedarikçi iki firma arıyor, Arena Bilgisayar ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nden bir firmada karar kılınıyor. Pragma aracılığı ile pazarlıklar başlıyor. İşlemleri Pragma adına Değer Şahbaz, Arena adına İzi Kohen takip ediyor ve ortakları ile paylaşıyor. Burada satış öncesi hisse durumunu yazalım: İzi Kohen %15.10 Mehmet Betil %11.24 Ahmet Umut Serter %11.12 Alvi Mazon %11.12 Namık Tülümen ve Arzu Tülümen %3.19 Toplam %51.76 Halka açık %48.24 Redington ilk etapta %51.76'lık ellerindeki hisselerin tümünü almaya niyetleniyor fakat kendilerine çağrı yapma yükümlülüğünden ve vergilerden bahsedildiğinde vazgeçiyorlar. Bu sırada fiyatta da İzi Kohen ve diğer ortaklar arasında anlaşmazlık çıkıyor. (Anladığım kadarıyla firmanın satış nedenlerinden biri de bu anlaşmazlık, İzi'nin diğer ortakları hakkında yazdıkları bunu gösteriyor). Bu noktada ortaklar, özellikle Mehmet Betil, az hisseyle çoğunluğu almak istiyorlar, biz bu hisseleri borsada $4-$5'dan rahat satarız zaten diyerek satışa ve fiyata karşı çıkıyor. İzi Kohen burada, SPK başkanı Vedat Akgiray'a, avukatlar Hergüner ve Ali Uzun'a da danışarak, biraz da kendinden feragat ederek bir formül buluyor ve her iki tarafa kabul ettiriyor. Formüle göre Redington, kağıt üzerinde Arena'nın %49.40'ı $42.5m'dan (hisse değeri yaklaşık 4 TL'den) satın alıyor, ekstradan $5m, ortakların satışlardan yaptığı zararı(!) sübvanse etmek amacıyla ödüyor. Asıl ödenen para $47.5m. (Burayı bir örnekle açıklayayım, İzi Kohen satışın ilk günü 3.20'dan 1000 lot hisse sattığında, kalan parasını da, yani 0.80 x 1000 lotu bu $5m'luk paradan kendisine ödendi) Bu noktada birden fazla usulsüzlük zaten kendiliğinden açığa çıkıyor. Hem ortada borsaya bildirilmeyen bir para ve vergisi ortaya çıkıyor, hem de ortaklar daha önce borsaya bildirmedikleri hisseleri satmaya başlıyorlar, çünkü ortak hisselerinin toplamının çağrıdan kaçınmak için %50'yi geçmemiş olması gerekiyor. (Burada şunu da biliyorum, halen eski ortak Mehmet Betil'e ait halka açık hisseler var, sırf bu hisseler SPK tarafından zamanında açığa çıkarılsa idi zaten Redington'un hisse oranı otomatikman %50'nin üzerinde olacak ve çağrı zorunluluğu doğacaktı. Başka bir deyişle, satış öncesi ortaklara ait olan halka açık %15 hissenin tamamı satılmadı, yani başından beri yönetim olarak da hisse olarak da satış aslında %50'nin üzerinde idi) Bu aşamada satış için toplantı odasına giriliyor, Arena'ya ait tüm hesaplar, stoklar, borçlar, bilançolar vs. avukatlar arasında gidip geliyor. Bu yazışmalarda Arena'nın yılda $50m'dan fazla bir ciroyla en çok iş yaptığı 3 şirketten birinin, SPK Başkanı Vedat Akgiray'ın oğluna devrettiği şirketi Bimeks olduğu ortaya çıkıyor. Kohen ve Akgiray eskiden aynı okullarda okumuşlar, ortak Amerika geçmişleri var çok da iyi arkadaşlar. Satış günü, imzalar Polat Oteli'nin Top çoğu hesapta olmayan bu hisseleri İzi Kohen'in satmaya başlamasıyla 4.00TL'den satılan kağıt, 3.64 fiyattan 3.26'ya düşüyor. İzi Kohen'in hisseleri bittiğinde sırayla diğer ortaklar da hisselerini satıyorlar ve kağıt 3.00 TL'nin altında işlem görmeye başlıyor. Küçük yatırımcının 3.00 TL ödeyerek aldığı her hisse ortakların cebine 4.00 TL olarak giriyor. Bu hesapta olmayan kayıt dışı para, Cricket Square, Hutchins Drive, PO Box 2681, KY1-1111, Cayman Island off-shore adresine kayıtlı Redington International Holdings Ltd tarafından ödeniyor. (Tüm belgeler İngiliz Kemal'de mevcut) Kağıdın sert düşüşü ile birlikte İngiliz Kemal, İzi Kohen'e usulsüzlük yap*****rını belgeleyebileceğini içeren dökümanlarla birlikte 'hisse satışını durdurmamaları halinde herşeyi açıklayacağını' belirten birkaç e-mail gönderiyor, fakat cevap alamıyor. Bunun üzerine yolsuzluğu ispatlayan tüm belgeleri basına gönderiyor. Fakat bu skandal basında yeteri kadar yer bulmuyor çünkü o basın kuruluşları Arena ve çalıştığı diğer firmalardan ****** alıyorlar ve yayınlamak istemiyorlar. Sadece Vatan Gazetesi'nden Ufuk Korcan kendisiyle irtibata geçip elinde olan belgeleri istiyor ve akabinde haber yapıyor. Bu haberden sonra, İzi Kohen ve Finans Müdürü Serkan Çelik Hürriyet'e verdikleri röportajda tüm hikayeyi anlatmak zorunda kalıyorlar, $5m hariç. O röportaj için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16065477.asp İzi Kohen, satış anlaşmasından borsada sattığı halka açık hisselerle birlikte yaklaşık $20m'lık gelir elde ediyor ayrıca aylık $35bin maaş ve çeşitli bonuslarla 3 yıl genel müdür olarak kalıyor. (Burada aklıma gelen gördüğüm bir mail var, her şey bitmiş, imza atılmış, İzi Kohen'in Değer Şahbaz'a yazdığı bir e-mail, ben çok feragat ettim, acaba Redington'la konuşsan da birkaçyüzbin dolar daha benim için ayarlasan) Herneyse, bu arada Arena ve Pragma tüm bilgisayar güvenlik sistemlerini ve şifrelerini değiştiriyorlar. İngiliz Kemal artık emaillere ulaşamıyor, bunun üzerine tüm hikayeyi belgeleyen dükümanlar ve dilekçeler ile SPK dahil birçok yere başvuruda bulunuyor. Hepsinde kimi kime şikayet ediyorsun durumu. Yolsuzluğun peşine düşüleceğine, İngiliz Kemal'in gerçek kimliğinin peşine düşülüyor, vatandaşlık numarası soruluyor ve isim verilmeden şikayetler kabul edilmiyor. Yunanistan vatandaşı bir arkadaşı üzerinden aynı şikayetleri yapıyor fakat bu defa yabancı uyruklu diye şikayet Vedat Akgiray tarafından işleme konulmuyor. Türkiye'ye bir arkadaşı ile belgeleri yolluyor, şahsi başvuru yapılıyor, yine sonuç yok. İnternette bir blogda yayınlıyor, blog erişime engelleniyor. Arena ve Pragma, karşı atak olarak suç duyurusunda bulunuyorlar fakat İngiliz Kemal hem konunun uzmanı hem de yurtdışında, yakalanamıyor. İngiliz Kemal, bunun üzerine neler yapabileceğinin bir göstergesi ve bir çeşit uyarı olarak İnternete başka bir haber sızdırıyor. Koç'ta hukukçu olarak çalışan Değer Şahbaz'ın eşi Deniz Iğdırlı Şahbaz'ın eşine print alması için gönderdiği gizli bir belgeyi yayınlıyor. Belgede Aygaz'ın Totaloil'i satın almak için toplantı odasına girdiğini gösteren bir imzalı yazı var. Birkaç gün sonra Sabah gazetesinde bu haber yayınlanıyor, şirketler yalanlasa da satış birkaç ay sonra gerçekleşiyor, Deniz Hanım'ın Koç'taki işine son veriliyor, kendisi bir arkadaşıyla küçük bir avukatlık firması açmak zorunda kalıyor (http://cshukuk.com/) Satıştan sonra Arena daha da büyüdü, azaltılmış da olsa hep kar açıkladı, Dell dahil birçok marka ile anlaştı, Türkiye dışına açıldı.. Fakat borsadaki hisse değeri hiçbir zaman satış rakamı olan 4.00 TL'nin yanına bile yaklaşmadı. Olan kime oldu, sana, bana, nam-ı diğer küçük yatırımcıya. Tüm hukuksal yolları deneyip meramını anlatamayan İngiliz Kemal, iş ve ülke değiştirmekle uğraştığı sıralarda, bir küçük yatırımcı konuyu mahkemeye taşıyor. En son bana yazdığı şu oldu: "Eğer mahkeme Redington lehine sonuçlanırsa, yani çağrı yapılmazsa maalesef İzi'nin ve Değer'in tüm kirli çamaşırlarını yayınlamak zorunda kalacağım, buna eşleriyle yap*****rı çok özel yazışmalar, hukuksuzluklar, nasıl vergi kaçırdıkları, kişisel hayatları ve arkadaşları hakkında arkalarından ne söyledikleri de dahil." Yukarıda yazılanlar tamamen doğrudur ve tümünü elimdeki belgelerle ispat edebiliyorum. İngiliz Kemal'in bana anlatıp ispatını göndermediği bir çok şeyi ve kişisel hayatları ilgili bildiklerimi yazmaktan kaçındım. Zaten bu yazılanlar doğruysa -ki doğru olduklarına eminim- yakında haklarında birçok dava açılacak; aile ve iş hayatları, prestijleri ile birlikte berbat olacaktır. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku devreye girerse, eminim ki arkadaşım hepsinin haddini bildirecektir. Artık bize mahkeme sonucunu beklemek düşüyor, belki tüm belgeler yayınlandıktan sonra bizim farkına varamadığımız birçok usülsüzlüğün siz farkına varacaksınız. Örneğin Redington ve Intercorp'un vergiden kaçmak için parayı ne şekilde transfer ettiğini okuyacaksınız ki biz konuya hakim olmadığımızdan (ve nereye başvuracağımızı bilemediğizden) bu garip para transferlerinden hiçbirşey anlayamamıştık. Tüm gelişmelerden (eğer benim de hesabım kapatılmazsa) sizleri haberdar etmeye devam edeceğim. Teşekkürler.

  • kalem21 Ocak 2013 17:08

    o kadar değerli ki arena bilgisayara çağrıyı bile yaptıramadı..!

  • sami kartal 21 Ocak 2013 08:32

    Hoca değerli bir insan. Ama kızakta fazla kalabileceğini sanmıyrum.