E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıŞirketlerin döviz borcu yok!---

Şirketlerin döviz borcu yok!

Şirketlerin döviz borcu yok!
27 Şubat 2014 - 11:32 borsagundem.com

Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'deki büyük şirketlerin yüzde 63'ünün, KOBİ'lerin ise yüzde 66'sının döviz borcu olmadığını söyledi

TURSAB-Maliye toplantısında konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk özel sektörünün yabancı para borç stokuyla ilgili bilgi verdi. Şimşek, büyük şirketlerin yüzde 63'ünün döviz borcu olmadığını söyledi. Şimşek, büyük şirketlerin yüzde 25'lik kısmının ise döviz borcu olduğunu ancak bir yandan da ihracat geliri elde ettiğini söyledi. Maliye Bakanı, yüzde 12'lik kısmın ise yabancı para borcu olup ihracat geliri olmadığını söyledi.

KOBİ'LERİN YÜZDE 66'SININ DÖVİZ BORCU YOK

KOBİ'lerin borçlarıyla ilgili de bilgi veren Şimşek, Türkiye'deki KOBİ'lerin yüzde 66'sının döviz borcu olmadığını söyledi. Döviz borcu olup ihracat geliri elde eden KOBİ'lerin oranının yüzde 22 olduğunu belirten Şimşek, yüzde 12'lik kesimin ise döviz borcu olmasına rağmen ihracat geliri olmadığını ifade etti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl için yüzde 4'lük bir büyüme hedeflediklerini belirterek, "Büyümeyi yukarı yönlü etkileyecek gelişmelere baktığımız zaman en büyük ticaret ortağımız olan AB resesyondan çıktı" dedi.

Türkiye'nin siyasi istikrar anlamında birkaç dönem hariç sıkıntılı bir ülke olduğunu, 11 yıldır ülkede bir istikrarın söz konusu olduğunu bunun da daha uzun vadeli hedefler ortaya konmasına fırsat sunduğunu kaydeden Bakan Şimşek, Türkiye'nin son 11 yıl içinde yaklaşık yüzde 5,1 büyüdüğünü, bu başarının son 60 yılın en büyük finansal krizinin yaşandığı bir dönemde elde edildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin milli gelirini ciddi bir şekilde artırdığını, Dünya Bankası sıralamasına göre Türkiye'nin şu an orta yüksek grubunun içinde olduğunu, bu konuda AB standartlarını yakalama, üzerine çıkmayı amaçladıklarını aktaran Şimşek, bu yıl için yüzde 4'lük bir büyüme hedeflediklerini belirtti.

Bu büyümeyi aşağı ve yukarı yönlü etkileyecek gelişmeler olduğuna dikkati çeken Şimşek, şöyle konuştu:

"Yukarı yönlü gelişmelere baktığımızda, AB bizim en büyük ticaret ortağımız ve resesyondan çıkıyor. 4- 5 yıldır Avrupa bir krizdeydi. MENA Bölgesi'nde ise Arap Baharı ile çok ciddi bir kargaşa çıktı ama şimdi Suriye hariç nispi bir istikrar var. Ayrıca Türk Lirası'ndaki değer kaybı özellikle dış ekonomik faaliyetlerimizi olumlu etkileyebilir. Aşağı yönlü riskler ise seçim ve son dönemdeki gelişmeler. Bunlara baktığımız zaman bir miktar belirsizlik var. Bu büyümeyi bir miktar aşağı çeker, özelikle iç talebi... Yine faizlerde bir yükselme söz konusu. Cari açığı kontrol altına almak için makro ihtiyati tedbirler aldık. Bunların iç talebe yansıması olumsuz olacak. İç talebin yavaşladığı, dış talebin güçlendiği bir döneme girildi. İvme daha dengeli olacak ama büyümede daha aşağı yönlü riskleri yükseltmiş durumdayız. Son yıllarda Türkiye çok ciddi istihdam oluşturdu. 2007'den bu yana 4,8 milyon insana istihdam yarattı. Bu rekor düzeyde bir istihdam. Önümüzdeki dönemde istihdamdaki büyüme yavaşlayabilir ama bunun geçici olacağı kanısındayım. Son yıllarda iş gücüne katılım arttı, işsizlik oranında çok ciddi bir mesafe kaydedildi." 

Türkiye'nin temel sorunlarından birinin enflasyon olduğunu, son yıllarda enflasyonun tek hanelere indiğini bunun önemli bir başarı olduğunu aktaran Şimşek, yapısal reformlarla enflasyonun daha da düşmesinin başarılabileceğini, enflasyonu yukarı yönlü etkileyecek birkaç faktör olduğuna vurgu yaptı.

TL'deki değer kaybı ve gıda fiyatlarının enflasyonu olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Mehmet Şimşek, şöyle konuştu:

"Enflasyonu aşağı yönlü etkileyecek faktörler de var. Türkiye şu an potansiyelinin altında büyüyor bu da atıl kapasite ortaya çıkartıyor. Merkez Bankası'nın faiz artışı ve parasal sıkılaştırma da enflasyonu aşağı yönlü etkiler. Makro ihtiyati tedbirler aldık o da etkiler. Enflasyonda bu yıl hedeflere göre biraz yüksek öngörü söz konusuysa da tekrar aşağı doğru iniş olabilir. Bu dönemde TL'deki değer kaybının önüne geçmek ve cari açığı kontrol altına almak için para politikasında çok ciddi bir sıkılaştırma oldu. Bunun etkileri olacak. Aldığımız makro ihtiyati tedbirlerin amacı cari açığı kontrol etmek, tasarruf yaptırmak ve yatırım üretim odaklı girişimi güçlü bir şekilde desteklemektir. Tasarrufları artırabilirsek tekrar büyüme güçlü bir şekilde seyreder."

Türkiye'de eskiden sürekli IMF ve AB'nin konuşulduğunu dile getiren Şimşek, "Bu dönemde mali disiplin konuşuluyor. Türkiye'nin en sağlam ayağı bütçe dengeleridir. Son yıllarda bütçe açığını yüzde 1'ler seviyesine düşürdük. Türkiye çok sağlam bir şekilde kamu borç stokunu aşağı getirdi. Bütçe disiplininin bir yansıması olarak hem reel hem de nominal faizler ciddi bir şekilde düşmüştür" dedi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)