Terim şoke etti

Şükrü Saracoğlu’ndaki tarihe geçen 12 Mayıs gecesi bir asra bedeldi neredeyse. Bir tarafta yaşanan gurur diğer tarafta ise trajedi dolu bir geceye şahitlik edecektik.
Tansiyon yüksekti. Fenerbahçe üçüncü kez son maçta ama bu kez ezeli rakibine hem de kendi evinde kaybediyordu. Sahaya yüzlerce taraftar giriyor, büyük bir arbede yaşanıyordu. Stat dışında durum daha vahimdi. Emniyet güçleri, stat içinde biber gazına başvuruyor, 7’den 70’e kadar herkes bu durumdan kötü etkileniyordu.
Derbi 21.00’de sona ermiş ama bir türlü seremoniye geçilemiyordu. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören çaresiz kalıyordu, Vali’nin de eli kolu bağlanmıştı. Saatler su gibi akıyor, belirsizlik sürüyordu. Sonunda bir çözüm bulunmuştu:
“Kupayı soyunma odasında verelim...”
Fatih Terim ve sonradan Ayhan Akman’ın da bize aktardığı üzere oyuncular bunu kesinlikle kabul etmemişlerdi:
“Gerekirse sabah 7’ye kadar bekleriz ama kupamızı alırız” diyorlardı.
Abdurrahim Albayrak’ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı araması ile kriz çözülmüştü ve kupa verilecekti artık. Stat ışıkları az da olsa açılıyor, sulama işine ve Fenerbahçe marşlarına son veriliyordu. Sade bir tören yapılacak, Yekta’nın sahaya bayrak dikme hayaline görevliler engel olacaktı.
Kupa alınmıştı ama dışarda olaylar sürüyordu. 1.5 saat daha güvenlik nedeniyle statta beklenildi. O sırada telefonlar susmak bilmiyordu. Aileler meraklanmıştı çünkü. Şükrü Saracoğlu’ndan ayrılma vakti gelmişti artık.
Saatler 01.15’i gösteriyordu. 4 kilometre gidilmişti ki Galatasaraylılar belirdi. Yollar Anadolu yakasında kesilmeye başlanmıştı. İlgi o kadar fazlaydı ki Boğaziçi Köprüsü yolundan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yoluna sapıldı. Galatasaraylı futbolcular ömürlerinin en güzel yolculuğunu yapıyorlardı belki de.
En güzel yolculuk
Bu sırada takım otobüsünde bulunan Abdurrahim Albayrak, Fenerbahçe maçının primini 1 milyon dolar olarak açıklıyordu. Kafile Florya’ya yaklaştığında otobüse dokunmak için insanlar birbirleriyle yarışıyorlardı. 2.5 saat süren bu yolculuk sonrası 20 bine yakın sarı-kırmızı taraftar tesislerde toplanmıştı. Tesis çalışanları ise sarı-kırmızılı forma giyerek karşılamıştı takımlarını.
Başkan Ünal Aysal kupayı Galatasaraylılar Cemiyeti’ne götürmeyerek, oyunun gerçek aktörlerinin taraftarla bunu kutlamasını istemişti. Fatih Terim’in ailesi, futbolcu yakınları da tesislerde bekliyorlardı. Florya’daki tablo gerçekten de muazzamdı. Yabancı futbolcular öyle etkilenmişlerdi ki, bir taraftan seviniyor diğer taraftan da cep telefonlarıyla bu anı ölümsüzleştiriyorlardı.
Sabah ezanına kadar sürdü Florya’daki müthiş coşku seli. Herkeste tatlı bir yorgunluk vardı ve herkes acıkmaya başlamıştı. Kulübün aşçıları bir sürpriz yaparak çorba hazırlamışlardı. “Ne çorbası?” diye soranlara ise “Şampiyonluk çorbası” diye yanıt vermişlerdi. Bu sıcak çorbanın tadını başka bir yerde bulamayacaklarını biliyorlardı.
Terim şoke etti
Galatasaray şampiyon olmuş, sabahın ilk ışıklarına kadar tesislerde büyük bir sevinç yaşanmıştı. Ancak ertesi sabah tesis müdürü Fahri Yılmaz’ı da şaşırtan bir olay yaşandı. Yılmaz, Teknik Direktör Fatih Terim’i karşısında görünce kısa süreli bir şok yaşadı. Sabahın daha 08.00’iydi ve şampiyon takımın hocası dinlenmek yerine yine tesislere koşmuştu. Evet bu sahne bile Terim’in ne denli çalışkan ve işine dört elle sarılan bir insan olduğunun kanıtıydı.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.