E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaTürk ekonomisi prangalarından kurtulmalı---

Türk ekonomisi prangalarından kurtulmalı

Türk ekonomisi prangalarından kurtulmalı
21 Mayıs 2014 - 14:57 borsagundem.com

SPYD Başkanı Arif Ünver, ABD'nin tek Türk gazetesi POSTA212’nin sorularını yanıtladı

Sermaye piyasası ucu bucağı olmayan bir konu… Türkiye’deki borsa henüz genç ama hızlı adımlarla yol alıyor. İşte borsanın ve piyasaların hak ettiği yere ulaşması ve hızlı adımlarla koşması için fırsatlar.

SPYD Başkanı Arif Ünver Amerika'daki tek Türk gazetesi olan Posta212'den Figen Onur'a önemli açıklamalarda bulundu. İşte 20.000 tirajlı Posta212 gazetesindeki o röportaj;

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de bir dernek kuruldu. Bir süredir Türkiye’de borsa okuryazarlığı eğitimleri veren, yılların borsacısı Arif Ünver’in sermaye piyasasının gelişimi için öncülüğünü yaptığı Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD), Türk ekonomisinde etkin olmak için kolları sıvadı bile. “Amacımız sermaye piyasasının hak ettiği yere gelmesi” diyen Ünver, derneğin ABD ile yakın ilişkiler içinde olduğunu belirtiyor.

Geçtiğimiz ay New York’a gelerek ABD Yatırımcılar Birliği ile görüşmeler yapan SPYD Başkanı Arif Ünver, POSTA212’nin sorularını yanıtladı.

Neden böyle bir dernek kurmak ihtiyacı duydunuz?

Aslında, Türkiye’de dernek olgusu çok yanlış. Gelişmiş ülkelerde sivil toplum kuruluşları çok önemli rol oynar, bir köprü görevi görür ve ciddi söz sahibidirler. Mesela Amerika’da lobicilik dediğimiz işleri hep dernekler yapar.

Amerikan siyasetinde ciddi söz sahibidirler ve siyasete yansımaları görülür. Ama bizde, dernek denilince göç olgusunda yola çıkarak hafife alınıyor ama dernek çok önemli bir kavram. Bizim böyle bir dernek kurma amacımız yoktu ama şartlar bizi bu yola götürdü. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sarmaldan çıkışının yegane anahtarı sermaye piyasasıdır. Biz de bu nedenle Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği’ni kurmaya karar verdik.

Derneğin siyasi yönü var mı?

Kesinlikle siyasetle ilgimiz yok. Evet sivil toplum kuruluşuyuz ama bizim derneğimizde her görüşten insan yer alıyor. Siyasetle alakamız yok, amaç ülkeye hizmet etmek. Devlete hizmet etmek için illa siyasi görüş olması veya devletten para almaya gerek yok. Düşüncemiz bu.

Amaç sermaye piyasasını güçlendirmek mi?

Türkiye’de her 10 yılda bir kriz yaşarız. Ekonomik modelimiz tüketime yönelik. Biz tükettikçe cari açık artıyor. Adaletsiz bir gelir dağılım var. Hane halkının ancak yüzde 75’i ancak hayatını idame edebiliyor, tasarruf edemiyor. Türkiye ekonomisini güçlenmek istiyorsa, gelişmiş ülke olmak istiyorsa bunun olmazsa olmazı için önce hane halkını güçlendirmesi gerek.

Ekonomi için kaynağa ihtiyaç var ve en iyi kaynak sermaye piyasasıdır. Türkiye’nin bankacılık sisteminde 800 milyar liranın üzerinde mevduat var. Bu mevduat bankalar tarafından kullanılıyor. Bu paraları kredi olarak ihtiyacı olanlara satıyor. Biz de diyoruz ki, bize göre bankacılık sisteminde atıl olan bu kaynağı sermaye piyasalarına çekelim.

Bu nasıl olacak?

Bu kaynağın hali hazırdaki Türkiye koşullarında sermaye piyasasına çekilmesi çok zor… Devrim niteliğinde bir takım hareketler yapılması lazım. Ülkeyi sevk ve idare edenler bankacılık sisteminden sürekli şikayet ediyorlar. Gerekli açılımlar yapılamıyor. Yapılıyor ama yetersiz kalıyor. Şu anda dünyanın en büyük ekonomisi Amerika…

Sermaye piyasası açısından incelersek bunun nedenini çok iyi anlayabiliriz. Pier Gallup verilerine göre, Amerika’da hane halkının yüzde 52’sinde hisse senedinde var. 2008 yılında bu yüzde 64’müş. Yaşanan finansal krizden dolayı biraz azalmış. Ama sonuçta halkın yüzde 52’sinin elinde hisse senedi olması denemek, Amerikan firmalarının yarattığı katma değerden halkın pay alması demek. Geçen ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin yaptığı bir açıklamayı hatırlatırım.

Amerika ile Avrupa’nın farkını şöyle anlatmıştı: Amerika’da fonlama sermaye piyasaları üzerinden yapılıyor ama Avrupa kıtasında bankacılık sistemi üzerinden yapılıyor. Biz de Avrupa’nın sistemini kullanıyoruz. Ama artık bundan vaz geçmemiz lazım. Bana göre sermaye piyasasının önündeki en büyük etken bankacılardır.

Devletle ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Mesela bireysel emeklilik sistemine yani BES’e devlet teşvik yapıyor. Ama alt yapısına bakarsanız, beklendiği gibi karlı değil. Getirisi cazip olmayacağı için bir süre sonra katılım azalacak. Getirinin arttırılması için büyük nitelikli şirketlerin halka açılması gerekiyor. Bunların da açılması için teşvike ihtiyacı var. Çünkü Türkiye sermaye piyasası kavramını tam olarak anlamış değil.

İlgili bakanla görüştük ve şöyle bir öneride bulunduk: Büyük firmaların halka açılması halinde yüzde 20 olan kurumlar vergisini indirin. Bu hem kaynak sağlayacak hem de genç nüfusa sahip olan Türkiye’ye istihdam sağlayacaktır. Bu hem sermaye piyasalarının hem de BES’in gelişimine katkıda bulunacaktır. Ama olumlu cevap alamadık.

Neden?

Türkiye bu işin kolayına gidiyor. Ekonomik problemlerini faiz, kur, vergi gibi en kolay silahları çekerek kontrol altına almaya çalışıyor. Biz dernek olarak eleştiriyoruz ama hemen altına çözüm önerimizi sunuyoruz.

Eğitimleriniz devam ediyor değil mi?

Evet, ama artık her kesimden farklı yerlerden insanlar eğitime geliyor. Eskiden borsayı, piyasaları öğrenmek isteyenler eğitim alırdı. Şimdi kamu kuruluşlarından bile gelen oluyor eğitim almaya.

Geçen ay New York’taydınız.

Amerika’nın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan National Association of Investors Corporation (Amerikan Yatırımcıları Derneği)’nin davetiyle New York’a gittik. Çok ciddi tecrübeler edindik. Orada da eğitimlere katıldık. Ve gördük ki ABD’de sistemsel sorunlar neredeyse yok seviyesinde. Eğitimde sadece analatik yöntemler anlatılıyor. Biz de Türkiye’de eğitimler veriyoruz. Ama aradaki hava boşluklarını da anlatıyoruz. Yani sadece analatik yöntemleri değil kanunları da anlatmak zorunda kalıyoruz.

Wall Street’i de ziyaret ettiniz.

Oraya gitmişken bir de New York Borsası’nı ziyaret etmek istedik. O da şöyle oldu. Ben gitmeden önce Emerging Markets Director’u Stefan Jekel’e e-posta attım. Jekel bizi çok güzel ağırladı ve çok güzel bir dostluğun temelini attık. Amerika ile Türkiye arasında sermaye piyasası açısından neler yapabileceğimizi konuştuk.

Hatta prensipte anlaştık, bir Türk şirketinin eş zamanlı olarak hem New York Borsası’nda hem Türkiye’de halka arzını gerçekleştireceğiz. Türkiye’de o seviyede birisiyle iş yapabilmek çok kolay değil. Bırakın iş yapmayı, kapısından bile geçemeyiz. Ama bize çok ilgi gösterdiler, çok iyi ağırladılar ve ileride yapacağımız işbirliğinin temellerini attık.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Mehmet21 Mayıs 2014 15:51

    Borsaya kote olacak,halka arz edilecek şirketlerde kurumlar vergisi %20 değil %50 indirilmeli ancak Maliye bakanlığı kendi başına yapamaz.Başbakan evet başbakan yapabilir bakanlıklarda biat kültürü var başbakan demeden kurumlar vergisini indiremezler.

  • KARTALY32321 Mayıs 2014 15:10

    TÜRK EKONOMİSİ VE SERMAYE ARACLARI KONULU HABER AKIŞINDA.TÜRK EKONOMİSİ İÇİN ÇALIŞAN VE CABALAYAN BIR KİŞİNİN ..ÇALIŞTIĞI YADA HABERİNİN YAPILDIĞI BİR SİTEDE HABER KONULU BAŞLIĞIN ARKA PLANDAKİ FOTOĞRAF BAZ ALINDIĞINDA ABD BAYRAĞI OLMASI DİKKAT CEKİÇİ DEĞİLMİ?