E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisTurkcell'in ortağında yolsuzluk iddiası ---

Turkcell'in ortağında yolsuzluk iddiası

Turkcell'in ortağında yolsuzluk iddiası
13 Nisan 2011 - 12:11 borsagundem.com

Şirkete yöneltilen rüşvet ve yolsuzluk iddialarının büyüklüğünün 150 milyon olduğu, geçmişe dönük incelemeyle 800 milyon dolara çıkacağı öne sürülüyor

Turkcell'de Çukurova Grubu'nun ortağı olan İsveçli Telia Sonera'nın Kazakistan'da büyük bir yolsuzluk ve rüşvet iddiasına karıştığı iddia ediliyor. Ortaya atılan iddialar sadece İsveçli şirketi ve yöneticilerini değil, Turkcell'i ve Turkcell yatırımcılarını da büyük ölçüde ilgilendirir nitelik taşıyor. Çünkü Telia Sonera ile ilgili iddiaların temelini oluşturan şirket Turkcell'in de yüzde 41,45 ortağı olduğu Fintur .
Turkcell'in Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetler'deki faaliyetlerini sürdüren Fintur şirketi, 2006 yılından bu yana Telia Sonera'nın yönetiminde bulunuyor.
Çukurova Grubu'nun TMSF ile yaptığı anlaşma döneminde Digiturk karşılığında çoğunluk hissesini TeliaSonera'ya verdiği Fintur şirketi, Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Moldova'da GSM operatörlerine sahip.
Şirketin yönetiminin İsveçli TeliaSonera'ya devrinin ardından iştiraklerindeki yöneticilerinin önemli bölümünün değiştirildiği, eski yöneticilerin yerine yeni isimlerin atandığı biliniyor.
Bu değişikliğin yaşandığı ülkelerden bir tanesi Kazakistan oldu. 
 AK PARTİ YÖNETİMİ DE BİLİYOR
Gazeteport'a ulaşan ve Ankara'da Ak Parti yönetimine de iletildiği belirtilen bilgilere göre, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının temeli 2007 yılına dayanıyor.
TeliaSonera tarafından Kcell'in başına atanan yönetimin Ericsson'da göreve gelen bir ekiple işbirliği yaparak büyük miktarlarda kaynağı kendilerine aktardığı iddia ediliyor.
İddialara göre, 2007 yılında göreve gelen yönetim, yolsuzluk için iki ayrı yöntem kullanıyor. 
 İKİ AYRI YÖNTEM
Bunlardan ilki, bazı sahte siparişler ile yapılmayan işlerin yapılmış gibi gösterilerek taşeron firmalar üzerinden doğrudan yöneticilere kaynak aktarılması.
İddialara göre, Kcell yönetimi altyapı hizmeti, teknik destek hizmeti, ulaştırma hizmeti gibi bazı hizmetleri Ericsson'dan alıyor. Ericsson'da Kcell yönetimine yakın iki ismin katkısıyla, Kcell'in talep ettiği bu hizmetler, teşaronlara devrediliyor. Taşeronlar aracılığıyla kesilen naylon fatura ile bu tür hizmetler, aslında verilmemesine rağmen verilmiş gibi gösteriliyor. 
 SİLAHLI TEHDİT  
Örneğin, Kcell'in yönetimine gelen V.A. göreve geldikten sonra 60 milyon dolarlık bir bina inşaatı yapmak istediği, bu inşaat için Y.T.'a ait iki şirket tarafından biri 62 diğeri ise 68 milyon dolarlık iki teklif verdirildiği söyleniyor. İhalenin V.A.'ın yakını olduğu belirtilen E.M. tarafından alındığı ve 30 milyon doların nakit ödendiği de gelen iddialar arasında. Ancak daha sonra E.M. ile V.A.'ın arasının açıldığı, Mardinli olduğu belirtilen E.M.'nun V.A'ın evinin alt katını tutarak silahlı adamlar ile V.A'ı tehdit ettiği, V.A'ın tehditten korunmak için koruma tutmak zorunda kaldığı ifade ediliyor. V.A'ın devreye giren bazı isimler sayesinde tehditten kurtulduğu ve E.M.'na kalan ödemenin de yapıldığı belirtiliyor. Ancak, bu iddiaların ötesinde binada yapılan işin sadece binanın defalarca boyanmasından ibaret olduğu da ifade ediliyor.
Taşeron firmalara verilen yüksek bedel, elden yöneticilere iletiliyor. Bu paranın uçakla veya çanta içinde Türkiye'ye getirilerek doğrudan paylaşıldığı iddia ediliyor.
 MALİYET ŞİŞİRME YÖNTEMİ  
İkinci para aktarma yöntemi ise birim maliyetlerin şişirilmesi.
Bu yöntemde de şirket adına alınan birçok hizmet ile ilgili olarak V.A ile Ericsson'un ülkedeki yöneticisi C.S.E. arasındaki ilişkinin öne çıktığı ifade ediliyor.
Örneğin saha kurulumlarıyla ilgili olarak sistem şöyle işliyor:
Kcell yönetimi, saha kurulumlarıyla ilgili olarak Ericsson'un ülkedeki yöneticisi ile irtibata geçiyor. Ericsson'un Kcell ile bağlantılı olan yöneticisi ise işi her iki tarafın da "onayladığı" iki taşeron firmaya devrediyor. Firmalardan birinin adı Metro, diğerininki ise Micro. Normalde 213 dolar olan saha kurulum ücreti, 474 dolara yapılıyor. Buradan Ericsson'a yüzde 5 ile 15 arasında bir iş bedeli veriliyor. Kalan para taşeron üzerinden Kcell ve Ericsson yöneticilerine aktarılıyor. Bu paraların da yine aynı şekilde Kcell yöneticileri tarafından uçak ve çantalar ile Türkiye'ye taşındığı belirtiliyor. 
ŞİRKETE KAZAK DEVLETİ DE ORTAK  
İddiaların bir başka ilginç boyutu daha bulunuyor. Kcell şirketinin yüzde 49'luk hissesi Kazakistan devletine ait . Bu nedenle Kazak ortakların bu iki taşeron şirketle ilgili kuşku duymaması için zaman içinde şirketlerin isimlerinde küçük değişiklikler yapılıyor.
Bunun ardından TOO Micro Engineering şirketinin adı bir süre sonra TOO Micro Wireless olarak değiştiriliyor. İsim değiştirme yöntemi, aynı zamanda İsveçli Ericsson firmasının genel merkezinin operasyondan kuşku duymaması için de büyük önem taşıyor. 
 150 MİLYON DOLARLIK YOLSUZLUK  
Bu yöntemle, yani örneğin saha kurulumlarıyla yapılan yolsuzluğun 2007'den bu yana toplam tutarının 50 milyon doları bulduğu iddia ediliyor. Ayrıca, kiralama işlemleri, reklamlar, uluslararası roaming, uydu bağlantıları, ekipman ihaleleriyle birlikte yaklaşık 40 milyon dolarlık daha haksız kazanç sağlandığı belirtiliyor . Bu yollarla elde edilen rakamın 150 milyon doları bulduğu, geçmişe yönelik yapılacak incelemelerle birlikte toplam yolsuzluk tutarının 800 milyon dolara kadar ulaşabileceği vurgulanıyor. Kcell'in toplam yatırım tutarının 1.8 milyar dolar olduğu dikkate alındığında, bu rakamın ne kadar büyük olduğunun görülebileceği belirtiliyor.
 FİNTUR YÖNETİMİ DE DAHİL Mİ?  
Bu yöntem ile Kazakistan'da toplanan paranın aynı zamanda Fintur yönetimiyle paylaşıldığına dair iddialar da sözkonusu. Fintur'un CEO'su olarak görev yapan, aynı zamanda Telia Sonera'nın temsilcisi sıfatıyla Turkcell yönetim kurulunda da bulunan Tero Kvisaari'nin de bu eylemlerden bilgisi olduğu iddia ediliyor.
 ARAL GÖZALTINA ALINDI
Ancak tüm bunlara rağmen Kazakistan istihbarat servisi, taşeron şirketlerden naylon fatura ve şişirilmiş maliyetler ile iş yaptığını belirliyor. Bu durumun da belirli miktarlarda düzenli rüşvet verilerek aşıldığı iddia ediliyor.
2009 yılında V.A.'ın, Kazakistan istihbaratı tarafından gözaltına alındığı belirtiliyor. Kendisine zor kullanılarak senetler imzalatıldığı ve istihbaratın bazı yetkililerinin de sistemden böylelikle pay almaya başladıkları vurgulanıyor. 
 RUTİN DENETİMDE ORTAYA ÇIKTI  
2010 yılı başında ise Ericsson'un İsveç merkezinden gelen rutin denetim ekibinin olayların farkına vardığı belirtiliyor.
Sistemin ortaya çıkacağı kaygısıyla birlikte suni bir kriz yaratılıyor. Kcell, Ericsonn'u istihbarat birimlerini kendisine bulaştırmakla suçluyor. Kcell, tüm ülkedeki operasyonlarında Ericsson'u devre dışı bıraktığını açıklıyor. Cem Selçuk Ersoy, alt kadrolarındaki bazı isimlerin de bu işe karıştığını iddia ederek Ericsson'un ülkedeki çalışanlarını işten çıkarıyor.
 KAZAK HÜKÜMETİ DEVREDE
Ancak işlerin bu kadar ortaya çıkmasının ardından Kazak hükümeti de devreye giriyor. Şu anda Fintur'un Kazakistan'daki yüzde 51/49'luk ortaklığının tehlikede olduğu, Kazak hükümetinin şirketin ana sözleşmesinde yer alan yüzde 1'lik altın hisse hakkını kullanma olasılığının bulunduğu ifade ediliyor. Konuyla ilgili sürecin uzamasıyla birlikte TeliaSonera CEO'su Lars Nyberg'in de Kazakistan'a giderek temaslarda bulunduğu ifade ediliyor. 
 YABANCI BASINDA DA YER ALDI
Konuyla ilgili iddialar, yabancı basında da yer bulmuş durumda. İddiaların ortaya atılmasının ardından TeliaSonera yönetimi hızlı bir soruşturma yapıldığını, ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
TeliaSonera yönetiminden yapılan yazılı açıklamada "Bu konu daha önce de gündeme gelmiş ve hem Ericsson hem de Telia Sonera tarafından soruşturulmuştur. Ancak, iddiaların hiçbir dayanağı bulunmadığı kanısına varılmıştır" denildi. 
 TURKCELL YÖNETİMİNDE DE KAYDA GEÇTİ
Gazeteport'un ulaştığı bilgilere göre, iddialar Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üst yönetimine de iletilmiş durumda. Yolsuzluk iddialarının Turkcell yönetim kuruluna da taşındığı ve kayıtlara geçirildiği belirtiliyor.
Ancak TeliaSonera ve Alfa yöneticilerinin konuyla ilgili soruşturma kararı aldırıp aldırmayacağı şu an için belirsizliğini koruyor.
Ayrıca, Fintur yönetiminin Turkcell'in diğer ülkelerdeki operasyonlara ilişkin maliyet hesaplarının karşılaştırılması yönündeki taleplerini de geri çevirdiği ifade ediliyor.
 ÖNEMLİ SORU  
Teliasonera, Rus Alfa ile yaptığı ve Rus mahkemesinden dönen protokolde Turkcell'in yurtdışı operasyonlarını kurulacak bir çatı şirketin altında birleştirmeyi, Turkcell'in Fintur'daki hisselerinin tümünün de satın alınmasını amaçladığını açıklamıştı. Yaşanan bu gelişmeler ve iddialar, “TeliaSonera son genel kurulda hedefine ulaşsaydı, Turkcell’i de böyle mi yönetecekti? ” sorusunu gündeme getirdi.
Bu gelişmelerin ardından TeliaSonera yönetiminin bu hafta bakan ve iş dünyası nezdinde yapacağı görüşmelerde bu yolsuzluk iddialarının da gündeme gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Ericsson tarafından taşeron firmaya gönderilen iş emirleri
Belge-1 

Belge-2  

Belgeler ile ilgili incelemeler devam ediyor

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)