E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaUzmandan ‘hissede cazip fırsatlar var’ görüşü---

Uzmandan ‘hissede cazip fırsatlar var’ görüşü

Uzmandan ‘hissede cazip fırsatlar var’ görüşü
03 Mayıs 2018 - 11:36 borsagundem.com

Ticaret savaşları ve jeopolitik gerginlikler sakinleşti, hisse piyasalarında iyileşme potansiyeli oluştu. Bundan sonra neler bekleniyor? İşte yanıtlar…

“Makroekonomik pozitif görünüme küresel şirketlerin mükemmel kazanç ve ciro durumu eklenince hisse senetlerinde cazip fırsatlar olduğu görülüyor. 2018 ilk çeyrek bilanço sezonunda şirketlerin yıla çok iyi bir başlangıç yapmasını ve temettü oranlarını yükseltmelerini bekliyorum…” diyen Avusturya merkezli Myra Capital’in kurucu ve yönetici ortağı Gökhan Kula, Forbes Türkiye’deki ‘Para&Yatırım’ köşesinde piyasaları yazdı. İşte o yazı…

TİCARET SAVAŞI POKERİ

Geçen ay ABD Başkanı Trump ile Çin arasındaki ‘ticaret savaşı’ gerginliği, Rusya ve Suriye’ye ilişkin jeopolitik riskler piyasalarda zaten karışık olan durumu ve yüksek dalgalı seyri devam ettirdi. Başkan Trump’ın ‘America first’ gündemiyle birlikte Çin’den ithal edilen 50 milyar dolarlık ürüne ek vergi getirme önerisi ile tetiklenen ticaret savaşı, piyasaların, savaştan etkilenen sektörlerin ve şirketlerin gündemine oturmuş durumda. Çin Devlet Başkam Xi, geçen ay Boao Forum’undaki konuşmasında ülkesinin önümüzdeki dönemde izleyeceği ekonomik ve finansal politikaları açıkladı. Xi sürpriz sayılacak ekonomik açılım yönünde önemli mesajlar verdi ve bölgesel ekonomik entegrasyon konularına vurgu yaptı. Örnek olarak Çin pazarının başta otomotiv sektöründe olmak üzere yabancı yatırımcılara açılacağını ve daha düşük tarifeler uygulayacağını söyledi. Bu tür vaatler daha önce pek çok kez yapılmış olmasına rağmen mevcut durumda Çin’in artan uluslararası baskıyla birlikte önerileri uygulamak zorunda kalması büyük bir olasılık.

Bu açıklamalar aynı zamanda ticaret anlaşmazlığının gelişeceği yöne de işaret ediyor. Sonuçta herkes bir ticaret savaşında kazanan olmadığını, sadece farklı derecelerde kaybedenler olduğunun farkında.

ABD ticarette koşulları müzakere edip kendileri açısından daha dengeli ve adil bir işbirliği modeli istiyor. Çin’den önce hedef tahtasına Avrupa Birliğini ve özellikle Almanya’yı koyması, müzakere stratejisi açısından pek şaşırtıcı değil. ABD Başkanı’nın çeliğe yüzde 25, alüminyuma yüzde 10 gümrük vergisi uygulama kararı Almanya gibi çok yüksek dış ticaret fazlası veren ülkeleri hedef alarak koşulları ABD lehine çevirme amacını güdüyor. Yalnız Trump poker oyununda benzer agresif ve sürpriz açıklamalar yapsa da, karşılıklı anlaşmanın ekonomik önemini ve piyasalara olan etkisini biliyor. Son günlerde kızışan ABD-Çin ticaret çatışmasında ilginç olan Avrupalıların ABD’ye benzer görüşü savunduğu için şimdilik inisiyatif Trump’a bırakmış durumda olması. Avrupa da son yıllarda güçlenen Çin ekonomisi ve ticaret gücü ile eşit ticaret koşulları için bastırmakta.

Makroekonomi: Pozitif Tüm bu jeopolitik olumsuzluklara rağmen şimdiye kadar reel ekonomide yavaşlama yönünde bir işaret görülmedi. 2018 için küresel büyüme beklentisi çok olumlu ve ekonomik koşullar sermaye piyasalarını desteklemeye devam ediyor. Bazı öncü göstergelerin değerleri son haftalarda -özellikle Euro Bölgesi’nde- bir miktar zayıflasa bile rekor seviyelerden biraz az olması makro beklentileri fazla etkilemiyor. Enflasyonun gelişimi özellikle Euro Bölgesi’nde kontrol altında ve yılın ilerleyen döneminde ABD’deki enflasyon eğiliminin Euro Bölgesi’nden daha belirgin olması olası. Ancak ABD’de ılımlı bir artış bekliyorum.

Sonuç olarak merkez bankaları ve uygulanan para politikaları, büyük ölçüde bu ortamda beklendiği gibi çalışıyor. Mart ayında ABD Merkez Bankası Fed beklenen gösterge faiz artışım sağladı ve önümüzdeki yıl için iki yerine üç faiz artışına işaret etti. Jerome Powell ilk oturumunda yeni Fed başkam olarak ‘şahin’ açıklamalardan kaçınıp piyasaları rahatlattı. Avrupa Merkez Bankası ECB geniş para politikasına devam edip faiz politikasında şimdilik bir değişikliğe gitmiyor. Avrupa’da büyüme ve enflasyon beklentileri kademeli olarak iyileşiyor. Bono teşvik programının eylül ayında sona ermesini ve ancak 2019’da ilk faiz artışının gerçekleşeceğini tahmin ediyorum.

GELİŞEN ÜLKELERDE FIRSAT!

Borsada son haftalardaki abartılı fiyat düşüşleri yaşandı. Ticaret savaşının ve jeopolitik tartışmanın gelecek haftalarda sakinleşmesiyle birlikte özellikle hisse piyasalarında belirli bir iyileşme potansiyeli oluştu. Piyasalara teknik açıdan bakınca, şubat ve mart ayındaki düzeltmeyle birlikte birçoğu göstergenin ‘aşırı alım’ (overbought) alanından önceki haftalara göre gevşediğini ve böylece değerlemelerin daha gerçekçi seviyelere dönmesi dikkat çekiyor. Makroekonomik pozitif görünüme küresel şirketlerin mükemmel kazanç ve ciro durumu eklenince hisse senetlerinde cazip fırsatlar olduğu görülüyor.

2018 ilk çeyrek bilanço sezonunda şirketlerin yıla çok iyi bir başlangıç yapmasını ve temettü oranlarını yükseltmelerini bekliyorum. Genel olarak yüksek kar artışı nedeniyle gelişen piyasaların portföydeki ağırlığını yükseltebilirsiniz. Yüksek küresel büyüme ve yükselen enflasyondan (özellikle emtia zengini ülkeler) gelişen ülkeler her zaman faydalanır. Gelişen ülke şirketlerinde 2017’de ortalama kazanç büyümesi yüzde 27’ydi. Bu yıl analistler yüzde 20’lik cazip bir büyüme bekliyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)