Vergiyi futbolcular ödesin

Erzurum'daki Süper Kupa derbisi öncesinde Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ile bir araya geldik. Deneyimli işadamı 1 yıldır kulübün başında. Kısa sürede çok iş yapmış. Kendi deyimiyle "Şapkadan tavşan çıkarmış." Sohbetin konusu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bu köşede yayınlanan futbolcu vergilerinde istisnaların kaldırılacağına ilişkin beyanlarına gelince de açık yüreklilikle fikirlerini anlattı. Hatta bir de öneri sundu: "Biz de brüt ücrete geçmeliyiz. Doğrusu, Avrupa'daki gibi futbolcuların beyanname vermesidir."
Pazar günü yeşil sahada bir derbi var. Ama biz ekonomik derbiye yani kulüplerin İMKB'deki değerine bakınca Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kazandığını görüyoruz. Onların değeri 730, Galatasaray'ınki ise 436 milyon dolar. Bu sonuca ne diyorsunuz?
Bence Fenerbahçe çok iyi bir kulüp. Maddi varlıkları ve başka değerleriyle... Şu söylediğiniz rakamlara henüz Fenerbahçe'nin bu sene tahvil ihracı yoluyla almış olduğu 100 milyon liralık borcun yansımış olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Fenerbahçe aktif, yani gelir kalemlerinde kullanılan bilanço tekniği nedeniyle bizden farklı. Örneğin onlar gelecek 10 yıl için bekledikleri gelirleri bugüne indirgeyerek bir değerleme yapıyor. Biz ise yıl yıl gidiyoruz. Fenerbahçe'nin ki yanlış diyemem. Ancak bizim gibi sektörlerde stat gelirlerini uzun vadeli programlayıp, gelir sanki kesin kazanılmış gibi bilançoya yansıtmak, önümüzdeki dönemlerde bilanço ve hisse senedi fiyatlarında hızlı dalgalanmalara yol açabilir... Anlatmak istediğim şu: Biz bilanço olarak Fenerbahçe'nin kullandığı metodolojiyi kullanmıyoruz. Çünkü bana göre o metodolojinin yan etkileri olabilir. İki sene sonra stat gelirleri düşebilir mesela. Biz Galatasaray olarak bu konularda her zaman ayağı yere basan şekilde ilerlemek istiyoruz. Bu uzun vadede bizim hisse değerlerimizi istikrarlı şekilde olumlu etkileyecektir. Bu bakımdan 1 yıl sonra bakmanızı tavsiye ederim.
İlk geldiğinizde "Ben futboldan anlamam ama şirket yönetmekten iyi anlarım, işadamıyım" dediniz. "Anlamam" dediğiniz futbolda takıma şampiyonluk yaşattığınızı gördük... "Anlarım" dediğiniz işadamlığında ne yaptınız peki? Sorunlu aktif-pasif yapısında mesela...
Sorunlu değil korkunç bir aktif-pasif yapımız vardı. Bunu övünmek için söylemiyorum ama her şey ortada. Birkaç rakam vereyim isterseniz. Örneğin Kasım 2011'de 327 milyon Hisse değerimiz dolardı. Bugünkü hisse değerimiz Ağustos 2012 itibarıyla 436 milyon dolar. Uzun vadede bu performansın devam etmesini bekliyoruz. Zaten benim söylediğim bir laf vardı "Başarıda süreklilik" diye. Burada kastettiğim mali başarılardı. Ama netice olarak iyi bir spor adamı, iyi bir işadamı olabilir mi, zor ama iyi bir işadamı iyi bir spor adamı olabilir mi şu anda onu ispatlamaya çalışıyorum.
Şapkadan tavşan çıkardık
Şu borçlar konusunu açalım biraz...
Benim yönetime geldiğim gün kulübün 320 milyon dolar borcu vardı, kapıda 53 milyon dolar bekleyen alacaklı vardı. 2014'e kadar bütün gelirlerimiz temlikliydi. Başta 60 milyon dolarlık hisse sattık. O zaman bize tepki gösterdiler ama buradan gelen sermayeyle borçlarımızı 90 milyon Dolar düşürecek gelire ulaştık. Temlikleri 850'den 350 milyon dolara, banka borçlarını 88 milyon dolara indirdik. Şu anda toplam borç 230 milyon dolar. Yani 1 yılda 90 milyon dolar borç ödedik. Bunu yaparken her ay bu kulübün 16 milyon doları bulan giderlerini de 'tıkır tıkır' ödedik. "Bu paraları nereden buldun" diyebilirsiniz, şapkadan tavşan çıkarmaktır bu...
Mahallenin delikanlıları buraya yetmiyor
Sizin en çok övündüğünüz başarınız nedir peki?
Benim övündüğüm taraf Galatasaray'da herkesin başı önüne eğik iken bütün şubelerde hareketlilik sağladım. Kürekte, yüzmede, basketbolda hepsinde. Galatasaray ruhu yeniden geri geldi ayağa kalktı.
Nakde yansıyor mu?
Nakde yansır tabii. Bir özel maçta 50 bin kişiyi stada çekiyoruz... Bu heyecanı taraftara vermek zorundaydık. Benim için "Bu adam da nereden çıktı, acemi başkan" demişlerdi...
Size mahalle baskısı yaratmaya mı çalıştılar?
Ben şunu iddia ediyorum, bu mahalleye yeni fikirler ve başka yabancılar gelmek zorunda. Bu mahallenin delikanlıları buraya artık yetmiyor. 
Geçiş süreci verilerek yapılsın
Maliye Bakanı bu köşede futbolcu vergilerinin artırılacağını söyledi. Kulüpler geçiş süreci istiyor ama bu teşvik yaklaşık 27 yıldır sürüyor. Geçiş süreci dolmamış mı? Bakanın bu önerisine ben de imzamı atarım, büyük bir haksızlık önlenmiş olur. Türkiye'de futbolcu fiyatları hep net üzerinden konuşuluyor. Yani futbolcuya verdiğiniz paranın üzerine bir de şu an yüzde 15 olan vergisini ödüyorsunuz. Bu vergi aniden yüzde 35'e çıkarsa, biz kulüp olarak kaldırırız, ama futbolun tamamı adına sorunlar doğar. Ayrıca örneğin bu yasa ocakta geçti, kanun geriye dönük işlemez kuşkusuz ama 3 senelik bir kontrat yaptığımız futbolcular var. Onlar ne olacağı soru işareti. Onun için geçiş süresini önerdim. Yani bize bir projeksiyon versin ve yapsınlar.
Orduspor başkanı "Futbolculara beyanname zorunluluğu getirilsin" diyor. Sizce olabilir mi?
Doğru... Yani Avrupa'da konuşulan rakamlar brüt. Sistem vergiyi futbolcunun ödemesi üzerine kurulu. Türk futbolunun, kulüplerin hatta futbolcuların geleceği açısından biz de brüt ücrete geçmeliyiz. Doğrusu Avrupa'daki gibi futbolcuların beyanname vermesidir.
Başarı Avrupa'dan, gelir Doğu'dan
Eski Osmanlı coğrafyasında 41 ülkede Türk dizileri seyrediliyor. Bunun ekonomik bir değeri var. Futbol için de bu tarz bir vizyon düşünülemez mi? Tabii ki olabilir ve olmasını da istiyoruz. Zaten hesaplarımız da bunun üzerine kurulu. Biz de biliyoruz gelişmiş Avrupa pazarında çok para kazanılamayacağını. Galatasaray olarak tabii ki gelirlerimizi ağırlıklı olarak bu coğrafyadan, Türk dizilerinin, kültürünün gittiği yeni zenginleşen bölgeden kazanacağız. Ancak bunun yolu Avrupa spor arenasındaki başarıdan geçiyor. Yani başarıyı Avrupa'da yakalayacağız ama gelirimizi komşularımızdan ve Doğu'dan toplayacağız.
4 sene FB bizden kolay kolay maç alamaz
Pazar günü aHaber-atv ekranlarından canlı yayınlanacak Süper Kupa var Erzurum'da....
Çok sevindim. Herkes beni İstanbullu, Avrupalı işadamı olarak biliyor ama Doğu'da benimde yatırımlarım var; Iğdır'da, sınırda, en zorlu coğrafyada. Benim o bölgeye büyük bir hassasiyetim var, askerliğimi Erzurum'da yaptım. O yüzden maçın orada oynanmasını büyük bir takdirle karşılıyorum. Prestij olarak bu maçın neticesi ne olursa olsun FB-GS arasındaki ilişkilerin hep dostane olması yönündedir. Biz Galatasaray olarak geçtiğimiz günlerde bazı cevaplar vermek zorunda kaldıysak bu zorunda bırakıldığımız içindir. FB camiasına karşı hiçbir zaman saygısızlığımız olamaz. Rekabetimizi sadece yeşil sahalarda görmek istiyoruz onun dışında hiçbir yerde görmek istemiyoruz.
Kim alır bu maçı?
Derbi maçları belli olmaz ama önümüzdeki dört sene Fenerbahçe'nin bizden kolayca maç alacağını zannetmiyorum.
Peki borsadaki ekonomik derbiyi kim alır?
Orada bir sorun görmüyorum GS olarak.
Sabah

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.