E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisYataş'ta mal satma tartışması---

Yataş'ta mal satma tartışması

Yataş'ta mal satma tartışması
12 Eylül 2011 - 10:40 borsagundem.com

Yataş şirketlerde birinci nesil mal satmaya hiç alışkın değil. Bu nedenle birinci nesille uyuşmazlıklar yaşanmış

Dönüşüm sürecini yöneten İcra Kurulu Başkanı Serdar Kitapçı'ya göre şirketlerde birinci nesil mal satmaya hiç alışkın değil. Yataş'ta da bu nedenle birinci nesille uyuşmazlıklar yaşanmış.
Yataş’ta 2010 yılında başlayan dönüşüm süreci tüm hızıyla devam ediyor. Süreç mağaza konseptlerinden logosuna ve kurumsal kimliğine kadar büyük ve kapsamlı bir yenilenmeyi içeriyor. Üç kardeş (Yavuz Altop, Hakkı Altop, Osman Altop) ve iki (Yılmaz Öztaşkın, Mehmet Öztaşkın) kuzenin 1976’da mobilya sektöründe faaliyet göstermek amacıyla Kayseri’de kurduğu bir aile şirketi olan Yataş’ta süreci, kendini turnaround specialist (dönüşüm uzmanı) olarak adlandıran ve yeni dönemde şirketin İcra Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Serdar Kitapçı yönetiyor.
4 fabrika, 1500’e yakın çalışan ve 400 satış noktasıyla faaliyet gösteren Yataş’ta 2010’da yeniden yapılanma ve yönetimi ikinci kuşağa devretmek için kollar sıvanmış.
Neden dönüşüm projesi?
Dönüşüm sürecinin ilk adımları olan stratejik dönüşüm ayağında şirkette ciddi değişiklikler yapılmış. Bir Aile Konseyi kurulmuş. 5 kurucu ortaktan hayattaki dördü yönetimi bırakıp Aile Konseyi’ne geçmiş, ilk nesilden Yılmaz Öztaşkın Onursal Başkan konumuna getirilmiş. Konseyde tümü aile üyesi 13 kişi var. Aile işlerini düzene sokma görevini Yılmaz Öztaşkın ve Hakkı Altop üstlenmiş. Bu süreçte, Aile Anayasası ile ilgili çalışmalara başlanmış. İlk nesilden Yavuz Altop, İcra Kurulu Başkanlığı görevini bırakıp Yönetim Kurulu Başkanı olmuş. İcra Kurulu, Genel Müdürlük ve stratejik planlama ve uygulama kademelerinde transferler gerçekleştirilmiş. Böylece aile-yönetim-icra üçgeninde bir denge oluşturulmuş. Aile ve şirket kavramları birbirinden ayrılmış.
Kitapçı, değişim projesi başlayana kadar ilk nesilden 70’li yaş civarında bulunan dört kurucu ortağın da aktif olarak farklı görevlerde şirketin yönetiminde olduğunu belirtiyor.
Yataş’ın ortakları Kitapçı’nın kapısını çaldıkları zaman şirketin çok büyük sıkıntıları yokmuş. Ancak Yataş’ın marka değeriyle elde ettiği ekonomik verilerin birbirini tutmaması yani markanın şirket performansının çok üzerinde olması ortakları bir dönüşümün gerektiğine ikna etmiş. Serdar Kitapçı, o günkü durumu şöyle anlatıyor:
“Sektördeki yeni markaların pazar paylarına baktığımızda, Yataş’ın yerinin, olması gereken yer olmadığı görülüyordu. Hep ilkleri yaratan bir şirketi irdelediğinizde biz bir şeyleri kaçırıyoruz dememek mümkün değildi. Ancak birinci nesil bu değişimi yapabilmek için gereken enerjiye, vizyona sahip değildi. İkinci nesil şirket kültürü olarak sadece bu kültürü görmüş, bunun durağan döneminde yetişmiş, bunları paylaşmış. Yani değişimi yapamaz, yönetemez. Ancak diyorsunuz ki ben değişeceğim, o zaman ne yapıyorsunuz, dışarıdan destek alıyorsunuz. Dört ortağın böyle düşünüp beni çağırdıklarını zannediyorum.”
Ardından Serdar Kitapçı ile 3.5 yıllık anlaşma yapılmış. “Danışman değilim, akıl vermem, yaparım” diyen Kitapçı, Yataş’ta bir CEO gibi çalıştığını belirtiyor.
İcra Kurulu Başkanı Kitapçı şirketin yol haritasında önceliğin Aile Anayasası yerine şirketin yönetim stratejisini hazırlamak olduğunu belirterek “Bizde esas olan aile değil, şirket. Şirket para kazanacak ki ailenin bunun neresinde yer alacağını kararlaştıracağız. Mühim olan önce aileyi değil şirketi düşünmek” diyor.
Bu nedenle önce yola “Yataş nasıl yönetilecek, nerede olmasını istiyoruz? Nasıl büyüyecek, öne çıkan fonksiyonlar neler olacak, yönetim modelleri neler olacak?” sorularının cevapları aranarak çıkılmış.
İlk etapta üç ayrı şirket halka açık olanın bünyesinde birleştirilerek daha şeffaf bir yapı ortaya çıkarılmış. Ankara, Kayseri ve İstanbul’daki üç yönetim merkezi İstanbul’da birleştirilmiş. Halka açılınan 1996’dan bu yana ilk kez sermaye arttırımı yapılmış. Birinci neslin kurulan Aile Konseyi’ne çekildiğini belirten Kitapçı şöyle konuşuyor:
“Artık birinci nesil günlük işlerde olmayacak. Şu anda sermaye artışıyla ilgililer ve beni kontrol ediyorlar ne yapıyor diye. Şirketle ilgili bilgi alıyorlar ama yaptırım güçleri yok. Kendi istekleriyle vazgeçtiler bundan, bıraktılar bu güçlerini.”
Yataş’ta alınan bir diğer prensip kararı da aile üyelerinin ‘iki şapkası’ olamayacağı. Kitapçı, “Yani yönetimde olan icrada yer almayacak. Ama kategorik yaklaşımımız da yok, aileden icrada kimse olmayacak gibi. Kimin eğitimi uygunsa, kim o profesyonel yaşantıyı ve kuralları kabul ediyorsa icrada da, yönetim kurulunda da yer alabilir. Bizde esas olan şirketin kültürü ve sağlamlığı. Bu kültürün içinde ismin, soyadın, kanın önemi yok. Kim daha büyük katkı verirse, nerede daha faydalı olabiliyorsa şirket bunu görecek.”
Yataş’ta yönetim kurulu üyelerinin dördü de aileden. Bunlardan birinci nesil Yavuz Altop, geçiş döneminin sonunda görevi bırakacak. Diğer üç kişi babalarının yerine ilk kez yönetim kurulunda görev yapıyor. Sermaye artırımları tamamlanıp, yönetim yapısı oturduktan sonra 2012 başında yönetim kuruluna dışarıdan bağımsız üyeler de alınacak.
Çoğu Arçelik’ten geldi
Ancak asıl değişiklik icrada olmuş. Genel müdür ve genel müdür yardımcılarının önemli bölümü değişmiş. Bir buçuk yılda orta ve üst kademede yöneticilerinin yaklaşık yüzde 80’i yenilenmiş. Mavi yakalılarla birlikte yaklaşık 400 kişi ayrılmış, 180 kişi şirkete yeni gelmiş. Kitapçı, başka şirketlerden çok sayıda transfer yapıldığını belirterek “Sektör tercihi yapmadık ama kökenim Arçelik olduğu için oraya ağırlık verdik” diyor.
Serdar Kitapçı, sürecin başında bir süre genel müdür olarak da çalışmış. Şimdi rolünü “İcra Kurulu ile Yönetim Kurulu arasındaki köprü” olarak tanımlıyor. Üç buçuk yıl boyunca sistemin iki tarafının da kendisine bağlı olduğunu belirterek “Onun ikisinin yapılanması, izlenmesi, gözlenmesi benim işim” diyor.
Yataş’ta dönüşüm sürecinde şirketin kurucusu birinci nesille çatışmalar da oluyormuş. “Zaten vaktimi onlarla geçiriyorum” diyen Serdar Kitapçı şöyle devam ediyor:
“Birinci nesle artık danışman olup izlemesini, bugüne kadarkinden farklı bir iş yapmasını söylüyorsunuz. TIR’larımız var lojistik yapıyoruz, siz geliyor TIR’a karşıyız diyorsunuz, yemeği biz yapmalıyız diyorsunuz. Kendi otomobillerini dahil sattırıp kiralık otomobile bindirtiyorsun, ‘Bizi battı mı dedirteceksin’ diyorlar. Biz seni Yataş’ı büyüt diye getirdik, sen arabaları sattırıyorsun, dediler. 70 araba sattırdın, kiralık arabalara düştük. Malı olmayanın canı mı olur diye başladığımız bir süreç bu. Tabii yavaş yavaş değişiyor. Bir kere mal sattırmak, hele Kayserili bir aileye mal sattırmak çok güç. Hayatlarında hiç mal satmamışlar. Yataş’a gelmekte bir ay gecikseydim Sarıgazi’de üç yılda 20 milyonluk yatırımla yapılan depoların da bulunduğu 22 bin metrekarelik genel merkez binalarına taşınmış olacaktık. Şimdi orayı satıyorum. Bu karar üzerine sen nasıl büyüteceksin Yataş’ı, malı olmayanın, deposu olmayanın büyümesi nasıl olur, dediler. Bu bir kere çok temel bir çatışma noktası. Dönen varlıktan kaçınmak, duran varlığa güvenmek çok eskiden gelen bir felsefe, bağımlılık. Çünkü geçmişte bankalar gayrimenkul teminatıyla kredi vermiş.”
“Birinci nesil inanılmaz bir olgunluk gösteriyor”
Yataş’ta dönüşüm sürecini yöneten İcra Kurulu Başkanı Serdar Kitapçı, kurucu ortaklar olan birinci nesille birçok konuda çatışma yaşasa da onların hakkını teslim ediyor.
“Gücü ellerinden bıraktıkları için artık kesinlikle işin içine girip bu yapılsın demiyorlar” diyerek şunları anlatıyor:
“Bu konuda inanılmaz bir olgunluk gösteriyorlar. Çok uyumlular. Ama bu da uygulamaların olumlu sonuçları sayesinde oluyor. Bir olgunluk var ortada. Soruyorlar, bilgileniyorlar ancak işe karışmıyorlar. Zaten onlara siz çıkın biz gelelim değil, olayı birlikte yaşayacağız diyoruz. Herkes her işin içinde olsun, ama cevapları ve yönetim gücünü sorgulamama konusunda anlaştık. Yönetimin gücü bende olsun, herkes her şeyin içinde olabilir.”
Kitapçı, yaklaşık iki yıl sonra Yataş ile imzaladıkları anlaşmanın bitişiyle birlikte dönüşüm sürecinin de tamamlanmış olacağını söylüyor.
“Mercedes’lerin tümü satıldı, yerlerine Citroen C5 geldi”
Serdar Kitapçı, Yataş’a ilk olarak 2001 ekonomik krizinden sonra geldiğini anlatıyor. O zaman taraflar arasında imzalanan 3 yıllık dönüşüm anlaşması bazı anlaşmazlıklar nedeniyle üç ay sonra bitmiş. “7 yıl sonra ortaklar biz hazırız dediler. 2010’un nisan ayında kararımı verdim” diyen Kitapçı, ailenin şirketten elini ayağını çektiğini söylüyor. Birinci nesil Yataş’tan gerçekten elini ayağını o kadar çekmiş ki kurucu ortakların Mercedes makam otomobilleri satılmış, yerine Citroen 5’ler gelmiş. Kurucu ortaklardan biri de Mercedes’inden ayrılmak istemediği için parasını verip otomobilini Yataş’tan satın almış. Halen de kendi parasıyla aldığı bu otomobili kullanıyormuş.
Radikal

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

Son Değer: 27,86
En Yüksek: 28,54
En Düşük: 28,02
Değişim -1,07 %
FK: 10,82
PD / DD: 0,76
İşlem Hacmi 31.789.610
Toplam Adet: 1.125.210
Ağırlıklı Ort.: 28,25
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)